Havaların ısınmasıyla ortaya çıkan Keneler neden tehlikeli?
İklim değişikliği sonucu kış aylarının eskisine göre daha ılıman geçmesi, kene nüfusunun daha önce yaşayamadıkları coğrafi bölgelere yayılmalarına yol açıyor. Havalar ısındıkça doğaya doğru yönelen insanları bekleyen gizli bir tehlike olan asalak hayvanlardan biri olan Kene, insana yapışarak tutunur ve beslenmeye başlar. Kene tutunması ile henüz çaresi bulunamayan 21. yüzyılın salgın hastalığına aday olan Lyme hastalığına nasıl neden olduğunu bu yazımızda anlatmaya çalışacağız. Kene nedir? Kene ne zaman yayılmaya başlar? Kenelerden nasıl korunabiliriz? Keneler neden tehlikeli? Kene nasıl çıkarılmalı? Lyme hastalığı nedir? 21. yüzyılın salgını Lyme hastalığı olabilir mi? Lyme hastalığından nasıl korunmalı? sorularının cevabını bu yazımızda bulabileceksiniz.
Havaların ısınmasıyla ortaya çıkan Keneler neden tehlikeli?
Küresel ısınma ile iklim değişiklikleri, hava sıcaklıklarında artışa neden olup ekosistemlerin işleyişini değiştirir. Keneler de bu değişikliklerden etkileniyor. Ilık geçen kış ayları ve uzun yaz mevsimleri kenelerin normalden daha fazla üremelerine ve daha önce barınamadıkları coğrafi bölgelere yayılmalarının yolunu açıyor. Örneğin ısı, küçük memelilerin üreme ve yayılma süreçlerini kolaylaştıran bir etki yaratıyor.
Tavşan ve fare gibi bu küçük hayvanlar “Borrelia burgdorferi” adı verilen bakterilerin doğal barınaklarıdır. Aynı zamanda keneler de bu bakterilerin konakçısıdır. Ölümcül virüsler kategorisine giren “Borrelia burgdorferi” ile şu an için mücadele aşısı yoktur.
Sıcaklıklar artınca göçmen kuşların göç alışkanlıkları da değiştirir. Kuşlar da kenelerin taşınmasında önemli bir etkendir. Güneyde yaşayan çok sayıda kuş üremek için kuzeye gidince, kenelerin göçünü de kolaylaştırmış olurlar
Kene tutunması ile bulaşan Lyme hastalığı iklim değişikliğinin yol açtığı salgınlardan biri olabilir. Lyme hastalığına geçmeden önce Kene hakkında kısa bilgiler vereceğiz.
Kene nedir?
Keneler (Ixodida), örümceğimsiler (Arachnida) sınıfı, Akarlar (Acarina) alt sınıfına ait, eklem bacaklı monotipik takımı ve onun üst familyasından olan asalak hayvanlardır.
Kene kan içmeden hayatına devam edemezler. Bu yüzden dolayı canlı ve kanlı organizmaya ihtiyacı vardır. Kenenin bacaklarının uç kısmı çengelli ve vantuz görevini görmektedir. Deriye yapıştığı an kan içme hemen başlar. İyice karınlarını doyurduktan sonra, kurbanını terk ederler.
Kenenin ön ayakları bir reseptör şeklinde çalışır. Rhipicephalus, Haemaphysalis ve Ixodes türü Keneler, genelde ot yada ağaçlara tırmanır. Herhangi bir canlı geçtiği an hemen ona yapışır. Konaklayacağı canlıyı ise ilginç bir şekilde tespit eder. Canlının ısısını ve çıkardığı karbondioksit gazını alıcıları algılar. Hemen ona doğru zıplar ve konaklama sürecini başlatır.
Amblyomma ile Hyalomma türündeki Keneler ise, genelde gezici kenelerdir. Diğer keneler gibi pusu kurmaz. Bunlara avcı kene de denmektedir.
Kenelerin tükürük salgısı dokuları sindiren ve likefiye eden proteolitik enzimler içerir. İnsan ve hayvan hastalıklarında vektör konumundadır.
Keneler, riketsiya, spiroket, virüs, parazit, mantar, protozoa nedenli bir çok hastalığın taşıyıcısıdır. Toksikozlar, felçler ve alerjik reaksiyonlarda da önemli bir taşıyıcıdır. Dünyanın her bölgesinde bulunur ve küresel ısınma ile artık daha çok etkin olmaya başlayacaklardır.
Kene nasıl çıkarılmalı?
Lyme hastalığı konusunda bilimsel araştırmalar yapan Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Temel Sağlık Bilimleri Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ayşen Gargılı, kene çıkarma konusundaneler yapılması gerektiğini şöyle sıralıyor;
- Kene yapıştığı insanı en az 36 saat kan emer. Yapıştıktan sonra birkaç saat içinde fark edilirse ve koparılırsa, hastalık taşıyan kenelerin bulaştırma riskleri kalkar. Kenelerin kolayca yayıldığı açık alanda bulunmak, piknik, yürüyüş, çalışma faaliyeti sonrası vücudun kontrol edilmesi gerekmektedir.
- Keneyi çıkarırken, sağa, sola, yukarı ya da aşağıya çekiyor olmanın hiçbir farkı ve önemi yoktur. Ne yazık ki bu konuda çok yoğun bilgi kirliliği mevcuttur.
- Asıl olan keneyi, mümkünse elle değil bir pens/cımbız ile deriye en yakın olan kısmından tutarak sabit bir güçle çekerek koparmadan çıkarmaktır.
- Koparılan kenenin ağız parçalarını koparıp derinin içinde kalabilmesi, bu parçalardan dolayı hastalık bulaştırma riski bulunmamaktadır. Fakat kıymık batması gibi yabancı cisim etkisi gösterebilirler.”
Acil durumda kene nasıl çıkarılmalı?
Kan emmeye başlamış bir keneyi deriden çıkarmak hem bilgi ister hemde riskli bir iştir. Çünkü bir anda kenenin deriden alınması ile, kenede bakterilerin dolu olduğu kanı canlıya kusmasına yani geri germesine neden olabilir. Elimizde bulunan Cımbız, pens veya naylon ip yardımıyla, başından sıkıca tutularak dik biçimde çekilmelidir.
Türkiye’de son yıllarda görülen ölümcül Kırım Kongo vakalarından dolayı, tüm sağlık kliniklerinde, özel bir kene çıkarıcı alet olan kene penseti kullanımı yaygınlaşmıştır.
Amerika’da ise kene kaşığı denilen bir aparatla keneye zarar vermeden rahatlıkla çıkarılmasına yarayan aletler de üretilmiştir.
Keneleri mümkün olduğunca, tek başına yada bilgi sahibi olmayan biri ile çıkarmaya çalışmayın. Onun yerine en yakın sağlık ocağından destek alınmalıdır. Yalnızca 1 yada 2 saat içinde ulaşabileceğiniz uzaklıkta bir sağlık merkezi yoksa, keneyi T.C. Sağlık Bakanlığının önerdiği şekilde aşağıdaki adımlarla çıkarmayı deneyiniz.
- Kenenin üzerine çamaşır suyu yada oksijen suyu gibi herhangi kimyasal madde dökmeyin. Çünkü sizden rahatsız olurken, içindeki pis kanı size geri kusabilir.
- Cımbız yada pens gibi bir aletle kenenin vücuda yapıştığı noktadan (baş kısmındaki hortumu fark edilir) ürkütmeden ve sağlam bir şekilde kavrayın. Bunun için pens en iyi seçenek gibi duruyor.
- Elinizle dokunmayın. Çünkü ısınızı algılayıp, olay yerini terk ederken, pis kani boşaltabilir.
- Pens ile kenenin birbirlerine 90 derecelik açıyla iyice kavradıktan sonra açıyı bozmadan yukarı doğru çekin.
- Kene çıkmamazlık yapmaz merak etmeyin. Hemen çıkarılan noktayı alkol yada sabunlu suyla iyice yıkayın.
- Keneyi çıkarttıktan sonra onu öldürmeyin. Kenenin bacaklarının derinin içinde kalmadığına emin olmak için, 4 çift bacağını kontrol edin.
- Sağlık kuruluşu arayarak, en kısa zamanda kontrole gidin.
Lyme hastalığı nedir?
Uluslararası Lyme ve ilgili Hastalıklar Kurumu’nun açıklamalarına göre Lyme hastalığı veya Lyme borreliosis, kalpte, ciltte, eklemlerde ve sinir sisteminde hasar yaratan çoklu organ hastalığıdır. Başka hastalıklarla karıştırıldığı için bu hastalığa “Büyük Taklitçi” adı verilir.
Karıştırılan hastalıkların başında ALS (Amyotrophic Lateral Sclerosis), MS (Multiple Sclerosis), kronik yorgunluk hastalığı, fibromiyalji, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları gelir. Ancak, Lyme hastalığının aşırı tanı konulmasına da çok dikkat edilmelidir. Tanının kesinleşmesi için ülkemizde mutlaka Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlarının görüşü alınmalıdır. Hastalığın teşhisinin zor olması zamanında ve doğru antibiyotiklerle tedavi edilmesinin önünü kesebilir.
Tedavinin gecikmesi de eklemlerde, kalpte ve sinir sisteminde ciddi kronik komplikasyonların gelişmesine zemin hazırlar. Şu anda Borrelia burgdorferi’ye karşı insanları koruyacak etkili bir aşının bulunmamasına bağlı olarak korunma kene ısırığından kaçınmak şeklinde yapılabilir.
21. yüzyılın salgın hastalık adayı Lyme hastalığı olabilir mi?
Lyme, insanlığı tarih boyunca etkilemiş bir hastalıktır. Ne var ki yeni çevre koşulları ve hastalıkla ilgili farkındalığın artması, bunun bir kamu sağlığı sorunu olarak algılanmasına yol açıyor. Vektörler tarafından yayılan hastalıklardan biri olan Lyme hastalığı bugün özellikle Batıda artış gösteriyor. Öyle ki artık 21. yüzyılın yeni salgını olma yolunda.
Son yıllarda yalnızca ABD’de hastalığın görülme sıklığı 25 kat artmış durumda. Başka bir deyişle her yıl 300 bin yeni vaka ile karşılaşılıyor. Avrupa’da ise son 20 yıl içinde hastalığın aynı hızla arttığı belgelenmiş durumda. İngiltere’de 2001 yılında bu yana vaka sayısının 10 misli arttığı bildiriliyor.
Asya’da bu böceğin gazabından kurtulmuş değil; hastalığın sıklığı her geçen gün artıyor.
Avrupa’da “Borrelia burgdorferi” bakterisi “Ixodes ricinus” keneleri ve larvaları arasında yaygın.
İberya Yarımadası’nda pek çok küçük memeli ve kuşlar yardımıyla geniş bir alana yayılmış durumda. Yetişkin keneler genellikle geyik ve koyun gibi daha büyük hayvanları tercih ediyor. Özellikle üreme evrelerini bu hayvanlar üzerinde geçiriyorlar.
Keneler, insan gibi diğer bir konakçının üzerine atladıkları zaman iğneleri yardımıyla enfeksiyonu yayıyorlar.
Türkiye’de Lyme hastalığı salgını olabilir mi?
Türkiye’de durum Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ve Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül’e lyme hastalığın ülkemizde de salgın haline gelip gelmediğini sorduk.
Türkiye’de Lyme hasta sayısının son derece düşük olduğunun altını çizen Ergönül, “Amerika’da var, Avrupa’nın belli ülkelerinde özellikle Orta Avrupa’da bulunuyor. Hastalığın gelişmesi için bu kene türünün olması ve kenenin bakteriyi taşıması gerekiyor. Bizim ülkemizde son 20 senede sadece 50-60 olgu bildirilmiş. Üstelik tanısı gerçekten uluslararası bilimsel koşullara uygun olan sadece 30-40 olgu bulunuyor. Örneğin bizler kendi kliniklerimizde son 10 yılda, 2 olgu saptadık.” diye konuştu.
Umut tacirliği yapılıyor, insanlar aldatılıyor!
Ergönül, Türkiye’de son zamanlarda bu konuda uzman olmayan hatta doktor bile olmayan bazı kişilerin hastaları yanılttığını kaydederek şöyle dedi: “Benim çocuğuma otizm tanısı konulmuş, “Bunun nedeni Lyme’miş” şeklinde gelen hastalarımız var. Aynı şekilde MS (multipl skleroz), ALS (myotrofik lateral skleroz) gibi hastalıkları olan insanlar da bu şekilde başvuruyorlar. Bu gibi başvurular sadece bizde değil yurtdışında da var.
Yurtdışında en çok ABD’de de ve ikinci adres Almanya’da bulunuyor. Bu iki ülkedeki bazı klinikler bilimsel olmayan yöntemlerle biz sizi tedavi edelim diyerek, bu insanlara Lyme hastalığında etkili olabilecek antibiyotik veriyorlar. Tedavi 2- 3 yıl sürebiliyor. İlaçları bazen de damardan veriyorlar. Bu kişileri deyim yerindeyse süründürüyorlar. Sinirsel tutulumu olan MS, ALS, Otizm gibi hastalıklar Lyme ile ilişkilendirilerek hastalar kandırılıyor.
Dünya çapında Lyme tanısı için insanlara geçerli olmayan testler yapılıyor. Lyme hastasıyım diyen ve buna inanan kişiler maalesef buna inanmakta. MS ve ALS hastası binlerce kişi kendini Lyme hastası zannediyor. Hem yanlış ilaçlar kullanıyorlar hemde gereksiz antibiyotikler kullandırılıyor. Yanlış tedavi sürecine girip, daha da kötü hale girmelerinin altında yanlış teşhis yapan doktorların olduğunu söyleyen Ergönül, KLİMİK Derneği, Sağlık Bakanlığı’na bu konu ile ilgili hazırladığı raporu sunacak.
Ergönül’ün bu konuda ki iddiaları, Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Amerikan Enfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin, hazırladığı raporlarda da var.
Ayrıca Bakınız
- Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar Nelerdir?
- Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar nelerdir? Belirtileri ve Tedavisi
- Sıtma Nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri nelerdir? Korunma ve Tedavisi
- Buzullar eridikçe donmuş virüsler tekrar canlanmaya başlıyor!
Kaynaklar ve Dış Bağlantılar
- https://aeon.co/es-says/how-lyme-disease-became-the-first-epidemic-of-climate-change
- https://blog.wondercide.com/why-is-the-tick-popu-lation-rising/
- http://smartlivin-genvironment.com/lyme-disease-mi-ght-be-the-first-epidemic-of-climate-change/
- https://ehp.niehs.nih.gov/wp-content/uploads/122/6/xxehp.122A168.pdf
- https://www.goodhousekeeping.com/home/gardening/a19682879/spring-2018-pests-predictions/
- https://www.duzen.com.tr/tr/art/158/lyme-hastaligi-nedir