DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kaç farklı grip virüsü vardır? İnsan öldüren grip virüsleri hangileridir?

Kaç farklı grip virüsü vardır? İnsan öldüren grip virüsleri hangileridir?

Modern dünyada neredeyse her sene yeni bir türüyle karşılaştığımız grip (influenza) virüsleri, bazen bizi hayatımızın akışından koparan bazen koca bir hafta yatak döşek yatmamıza sebep olan, yüksek ateş, kas ağrısı, yorgunluk, baş ağrısı,öksürük vb. semptomlarla seyreden grip salgınının etkenleridir. Bu yazımızda sizlere ölümcül grip virüslerinden bahsedeceğiz. İnsan yaşamını etkileyen grip virüsleri hangileridir? Kaç farklı grip virüsü vardır? İnsan öldüren grip virüsleri hangileridir? Hangi grip virüsleri öldürür? Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar nelerdir? sorularının cevabını uzmanlardan topladığımız bilgilerle anlatmaya çalışacağız.


Kaç farklı grip virüsü vardır? İnsan öldüren grip virüsleri hangileridir?

Yazımıza başlamadan önce dilerseniz ilk virüsler nasıl bulundu? Virüs

Virüslerle ilgilenen bilim dalı virolojiyi ilk çalışanlardan Rus botanikçi Dmitri Ivanovski (1864-1920) 1892’de tütün bitkisine bulaşan ama bakteri olmayan bir etken (patojen) keşfetti.

1898 yılında ise Danimarkalı mikrobiyolog Martinus Beijerinck (1851-1931) bakteriden daha küçük bu yapıya tütün mozaik hastalığına sebep olan virüs (latincede zehir) adını verdi.

Virüsler, hayvanlardan bitkilere, bakterilerden arkelere kadar her türlü canlıya bulaşabilen ve yalnızca canlı hücreler içerisinde çoğalabilen organizmalardır. Virüslerin yapılarında genetik materyal (genom) olarak ya DNA ya da RNA taşırlar. Genomu koruyan protein yapılı kapsid isimli bir kılıf ve bunu da saran lipit yapılı bir zarftan oluşurlar.

Tam bir hücre yapısına sahip olmadıkları gibi kendi metabolizmaları da yoktur. Dolayısıyla canlı bir hücredeki enzimleri kullanarak metabolik aktivitelerini gerçekleştirirler.

Virüslerin yerleştiği yada Enfekte oldukları canlı hücreye konak adı verilir. 

Canlı hücreye yaklaşan virüs, kendi yüzeyinde bulunan proteinler ile konak hücrenin yüzeyinde bulunan reseptörlerin birbirine bir anahtar-delik ilişkisi gibi oturması sonucu tutunur. Bir yapının varlığını algılayan reseptörlerin harekete geçmesi sayesinde, virüs konak hücre içine girer.

Virüsün zarf ve kapsid yapısı soyulup içindeki genetik materyal konak hücrede serbest kalır. Ardından genetik materyal konak hücre içindeki organelleri ve enzimleri kullanarak çoğalır ve hücrenin dışına, konak hücrenin zarını kullanarak yeniden virüs olarak çıkar. Bu şekilde çoğalan virüs, etrafta bulunan diğer canlı hücreleri de enfekte etmeye başlar.


Grip Virüsleri nelerdir? Ölümcül virüsler hangileri?

Genellikle solunum yoluyla bulaşan influenza virüslerinin genetik materyalleri DNA değil sekiz parçalı RNA’dır. Virüsün kendi genetik materyalini konak hücre içinde kopyalaması işleminde, genetik materyalinin DNA olmamasının, virüs açısından avantajlı, konak hücre açısından dezavantajlı bir yönü vardır. Çünkü RNA kopyalanmasında DNA kopyalanmasına göre hata oranı daha yüksektir.

Böylelikle daha fazla mutasyon ortaya çıkma olasılığı vardır. Mutasyon, genomda meydana gelen kalıcı değişimlere verilen isimdir. Ayrıca, aynı konak hücre içine birden fazla farklı virüsün girmesi durumunda, hücre içine salınan sekizli RNA parçaları birbiriyle karışıp yeni kombinasyonlar oluşturacak şeklinde kopyalanabilir.

Bu sebeple neredeyse her sene yeni bir tür grip virüsü ile karşılaşılabilmektedir. Grip virüsleri Influenza tip A, B, C  ve D’dir. Bunlardan A, B ve C tipi olanlar insanları etkileyen virüs tipleridir. Son zamanlarda karşılaşılmış bir tip olan D ise yalnızca sığırları etkilemektedir. İnsanları hasta ettiği ya da insanlara bulaştığı görülmemiştir.


1. Influenza Tip A

Bu tip virüslerin asıl konak canlıları vahşi su kuşlarıdır (ördekler, kazlar, kuğular vb).

Kuşlardan kümes hayvanlarına, oradan da insanlara bulaşabilir ya da kuşlardan direkt insanlara bulaşabilir.

En sık rastlanan ve en çok çeşidi olan türdür. Bu virüsün mutasyonlar sonucu oluşan alt tipleri mevcuttur (H1N1, H7N9
gibi). Alt tiplerin isimlendirmeleri virüs zarfının yüzeyindeki proteinlerin tiplerine göre yapılmıştır. Bu proteinlerden biri 18 farklı antijeni olan hemagglutinin H (H1-H18), diğeri 11 farklı antijeni olup enzim görevi gören neuraminidase N (N1-N11)’dir.

Influenza tip A’nın farklı antijenler sebebiyle toplamda 198 farklı alt tip kombinasyonu olasıdır.

İnsanlarda özellikle H1, H2 ve H3 ile N1, N2 kombinasyonlarına rastlanmaktadır. Ancak bir virüsün alt türlerinin de kendi
içerisinde genetik farklılar bulundurabilen grupları olabilir.

Bunlar suş olarak adlandırılır ve ayrı ayrı dış etkenlere karşı dayanıklılık gösterebilirler. Bu tür, dünya çapına yayılan
salgın (pandemi) olarak görülebilir.

İnsanlarda görülen ölümcül Influenza Tip A bazı alt tipleri şöyledir:

a. H1N1 Domuz gribi

Bu türün bazı suşları insanlarda, bazı suşları kuşlarda ve domuzlarda endemiktir. Domuz gribi adıyla bilinir. 1918-1919 döneminde olağandışı ve öldürücü bir domuz gribi suşunun 20 ile 50 milyon civarında insanın ölümüne sebep olduğu İspanyol gribi olarak da anılan bir pandemi yaşanmıştır.

Yaşlılar ve çocuklardan daha çok sağlıklı gençleri etkilemiştir. I. Dünya Savaşı sırasında yaşanan bu pandeminin adının İspanyol olması, yalnızca İspanyol basınının o dönemde bu durumdan bahsetmesinden dolayı olduğu bilinmektedir. Virüsün yeni bir suşunun insanlarda pandemi yaratmasıyla 2009’dan 2010 ortasına kadar 17000 civarında insanın ölümüne sebep olmuştur.

En son 2015’in ilk yarısında Hindistan’da görülmüştür.

b. H2N2 | Asya gribi

1956 yılının ilk yarısında Çin’de ortaya çıkan ve Asya gribi olarak bilinen bir pandemiye sebep olan Influenza tip A’nın bir alt türüdür.

c. H3N2

İnsanların yanı sıra memelileri de etkileyen alt türdür. Mevsimsel grip döneminde artış gösterir. 1968-1969 yılları arasında bir milyon insanın ölümüyle sonuçlanan H2N2 türünün soyundan gelen H3N2’nin farklı bir suşundankaynaklanan salgın Hong Kong’dan dünyaya yayılmıştır.

d. H5N1 | Kuş gribi

Kuş gribi olarak bilinir. Enfekte olmuş yaşayan veya ölü kuşlarla temas eden insanlara bulaşır. 2003 yılından beri altmış ülkede rastlanmıştır.

e. H7N9

İnsanlarda ilk kez 2013 yılında Çin’de görülmüştür. Bu tip de kuş gribi olarak adlandırılır. H1N1 ve H3N2 tipleri insanlar arasında son zamanlarda en çok görülen alt tiplerdir.


2. Influenza Tip B

Bu tip virüsün alt tipi yoktur. Yalnızca insanlara ve foklara bulaştığı bilinmektedir. Influenza tip A’ya oranla çok
daha az görülmektedir. Ancak oldukça da tehlikeli olabilir. Pandemi yaratmadığı bilinmektedir.


3. Influenza Tip C

Diğer iki tip virüsten farklı olarak yedi parçalı RNA’ya sahip virüstür. Domuzları ve insanları etkilediği bilinmektedir. A ve B tiplerinden çok daha az rastlanmaktadır.

Mevsimsel aşılara da bu sebeple C tipi yerine A (H1N1 ve H3N2) ve B tipi virüsler eklenmektedir.

Kaynaklar

Metinde geçen sayısal veriler, World Health Organization ile Centers for Disease Control and Prevention’ın internete açık makalelerinden alınmıştır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.