DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Uzay yolculuklarında uyuyan virüsler nasıl uyanıyor?

Uzay yolculuklarında uyuyan virüsler nasıl uyanıyor?

Kutup bölgelerine yakın Sibirya gibi soğuk yerlerde eriyen karlar uzun zaman önce donmuş virüsleri tekrar ortaya çıkaracağını duymuştuk ama uzaya çıkıldıkça uyuyan virüsler aktif hale geliyor. Eskideki bulaşıcı hastalıklar tekrar mı başlayacak? Virüsler nasıl uyku halinde bekliyorlar? cevaplar için okumaya devam edin.


Uzay yolculuklarında bekleyen tehlike: uyuyan virüsler

Sibirya’da donmuş alanlar çözüldükçe altta gizlenen ve bulaşıcı donmuş virüslerin yeniden canlandığını ve eskisi gibi etkili olduğunu daha önce yazımızda anlatmıştık.

PNAS adlı bilim dergisinde yayımlanan makale de, Fransa’daki Aix-Marseille Üniversitesi Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi görevlisi Prof. Jean-Michel Claverie, buzulun 30 metre altında bulunan gömülü virüslerin içinde daha 10 yıl önce bulunan dev virüsler grubuna ait olan 1,5 mikrometre olan ‘Pithorivus sibericum’ olduğunu söyleyerek,  “İlk defa bu kadar uzun bir süre sonra bulunan bir virüsün hala bulaşıcı olduğunu gördük” demişti.

Eğer insanoğlu dünyada yaşamaya devam ederse, küresel ısınma ile kaçarı olmayan buzulların erimesi nedeniyle on binlerce yıldır bekleyen ölümcül virüsler tekrar aktif hale gelecek.

Peki dünyada kalmayıp, yeni yaşam yerleri bularak bu sorundan kurtulabilir miyiz? Bulaşıcı

Keşke cevap evet olsa!


Uyuyan virüsler ne demek?

Astronotların işleri hiç kolay değildir, nitekim kalkış sırasındaki G kuvveti, yer çekimsizlik ve kozmik ışın bedenlerini zorlar.

Yakınlarından ve arkadaşlarından ayrılmak da ekstra bir stres yaratır. Tüm bu olumsuzlukların kas ve kemik erimesi, kalp-dolaşım sisteminde bozukluklar, ateş, beyinde değişimler hatta bellek kaybı gibi sonuçlar yarattığı biliniyordu.

Houston GeoControl Systems kuruluşundan Bridgette Rooney ve NASA araştırmacıları uçuk virüsleri ile ilgili yeni bir tehlike keşfettiler.

Bu virüs grubundaki hastalık etkenleri sadece dudak uçuklarını değil, suçiçeği, zona ve sitomegalovirüs enfeksiyonunu hatta kanseri bile tetikleyebiliyor.

Bazı insanlar bu uçuk virüsünün bir veya iki varyantını taşısalar da bunlar genelde etkin değildir.

Ancak şöyle bir sorun vardır: Bağışıklık sistemi stres veya hastalık yüzünden zayıfladığında virüsler yeniden etkinleşip, semptomlara yol açabiliyorlar.

Son yıllarda uzay yolculuklarının stres hormonlarını tetikleyerek, bağışıklık sistemini zayıflattığına dair kanıtlar artıyor. Buna bağlı olarak da insanların yüzde yetmiş ila seksen beşinde görülen uçuk virüslerinin astronotlarda uyanıp uyanmadığını, araştırmacılar 112 NASA astronotundan
alınan kan, tükürük ve idrar örneği analizleriyle öğrenmeye çalıştılar.

Sonuçlara göre kısa süreli uzay yolcuğu yapanların yüzde 53’ünde ve UUİ astronotlarının yüzde 61’inde misyon sırasında ve dönüşten sonra beden sıvılarında etkin ve bulaşıcı uçuk virüsü tespit edilmiş.

Astronotların tükürüklerinde Eppstein-Barr virüsleri, Varisella zoster virüsü ve Herpes simplex 1 virüsü, idrarlarında ise sitomegalovirüs tespit edilmiş. Uzayda geçirilen süre ne kadar uzarsa, etkinleşen virüs miktarı da artıyor.

Mesela zona virüsü kısa süreli uzay yolculuğu yapanlarda yüzde 41 iken UUİ astronotlarında bu oran yüzde 61’e kadar çıkmış.

Uçuk virüsünün etkinleşmesi, astronotlara bugüne dek pek zarar vermemiş. Uçuk virüslerinin neden etkinleştiği sorusunun yanıtını, bilim insanları astronotların bağışıklık sistemlerinde bulmuşlar.

Bağışıklığı engelleyen kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarının seviyesi normalden yüksek çıkmış.

Ve virüsle savaşan ve onları baskılayan bağışıklık hücreleri de astronotlarda daha az etkin ve bu düşük etkinlik dönüşten altmış gün sonra bile kalıcı olmuş. Bu yüzden gelecekteki uzun vadeli misyonlarda virüse bağlı hastalıkların önlenebilmesi için virüslerin uyanmalarını durduracak bir çözüm gerekiyor.



Ayrıca bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.