DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Eşler zaman geçtikçe birbirlerine benzerler mi?

Eşler zaman geçtikçe birbirlerine benzerler mi?
A+
A-

Üzüm üzüme baka baka kararır derler atalarımız. Ruhbilimcilerde aynen bu şekilde uzun süreli beraberliklerde eşlerin birbirine benzediklerini düşünüyorlar. Gerçektende Eşler zaman geçtikçe birbirlerine benzerler mi? Ruh ikizi gerçek mi? Eş seçimi yaparken insanlar hangi özelliğe bakar?


Eşler zaman geçtikçe birbirlerine benzerler mi?

Yeni bir araştırma, tam tersine, insanların Eş seçimi yaparken ilk başından birbirlerine benzer özelliklere sahip kişilere ilgi duyduklarına işaret ediyor.

Ruhbilimciler uzun süreli ilişkilerde çiftlerin giderek birbirlerine benzemeye başladıkları konusuna yıllardır kafa yoruyorlar. Çiftlerin uzun erimde birbirlerine benzedikleriyle ilgili ilk ipuçları 1980’lerde ortaya çıktı ve o günden bu yana da ruhbilim derslerine konu oldu. Ne var ki, daha sonraki yıllarda bu gözlemin hiçbir bilimsel temele dayandırılmamış olduğu görüldü.

Bu konuyu çağdaş teknolojinin yardımıyla aydınlatmaya çalışan ve çiftlerin kamuyla paylaşılan binlerce fotoğrafını inceleyen bilim insanları sonunda kesin bir sonuca ulaştıklarına inanıyorlar.
Stanford Üniversitesi doktora öğrencilerinden Pin Pin Teamakorn, “İnsanlar arasında böyle bir inanç söz konusuydu ve biz de bunun ne denli doğru olduğunu merak ediyorduk. İlk aşamada insanların yüzlerinin zamanla birbirlerine benzedikleri varsayımından yola çıkıp, bu benzerliklerin öncelikle ne tür özellikleri içerdiğini araştırdık,” diyor.

Araştırmayı Stanford’lu meslektaşı Michael Kosinski ile birlikte yürüten Teamakorn, Google üzerinden gazetelerdeki yıldönümü ilanlarını ve soy kütüğü sitelerini tarayıp, çiftlerin evliliklerinin başında ve daha sonraki yıllarda çekilmiş fotoğrafl arını bulmaya çalıştı. Bu taramalar sonucunda 517 çiftin evliliklerinin ilk iki yılında ve 20 ile 69 yıl sonrasında çekilen resimlerinden oluşan bir veri- tabanına ulaştılar.

Araştırmacılar çiftlerin yüzlerinin giderek birbirlerine benzeyip benzemediğini anlamak için gönüllülere “hedef” bir kişinin yüzü eşliğinde, aralarında eşinin de bulunduğu, gelişigüzel seçilen başka altı kişinin yüzünün olduğu bir fotoğraf gösterdiler.

Ardından gönüllülerden bu altı yüzden her birinin hedef kişinin yüzüyle olan benzerliklerini değerlendirmelerini istediler. Aynı işlem bir kez de en ileri teknolojiye sahip yüz tanıma yazılımıyla yinelendi.

Fotoğraflarla ikinci deney

Benzer bir araştırma 1987 yılında, Michigan Üniversitesi’nden Robert Zajonk tarafından yapılmıştı. O araştırmada deneklerden yalnızca bir düzine çiftin fotoğraflarını değerlendirmeleri istenmişti.

Zajonk, çiftlerin yüzlerinin birliktelikleri sürdükçe giderek birbirlerine benzemeye başladığı ve benzerliğin çiftlerin mutluluğu oranında arttığı sonucuna varmıştı.

Ruhbilimcilere göre, bu benzerliğin temelinde yaşamın paylaşılması yatıyordu; ortak bir beslenme düzeni, yaşam biçemi, ev dışında geçirilen süre ve birlikte gülünen şakalar yüzün biçimlenmesinde topluca etkili olabilen unsurlardı.

Teamakorn ile Kosinski, Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırmaları ise bunu çürütüyor.

Araştırmadan elde edilen bulgular Benedict Cumberbatch ile Sophie Hunter ve Gisele Bündchen ile Tom Brady gibi ünlü çiftlerin zamanla birbirlerine benzemeyecekleri, bu kişileri ilk başında birbirlerine çeken şeyin aralarındaki ortak benzerlikler olduğu anlamına geliyor.

Teemakorn, insanların genelde benzer kişilik özellikleri ve değerlere sahip kişilere ilgi duydukları gibi yüz hatları da kendilerine benzer kişileri eş olarak seçiyor olabileceklerini dile getiriyor.

Araştırma, eski çalışmaları yeniden gözden geçirip bulguların geçerli olup olmadığını anlamanın önemini bir kez daha vurguluyor. “Bilimde kesinlikle güncellenmesi gereken konulardan biri de budur,” diyen Kosinski, “Toplum bilimlerinde karşılaşılan en ciddi sorunlardan biri de, alışılmışın dışında, şaşırtıcı ve haber değeri taşıyan görüşlerin baskısıdır. Yalnızca bu tür görüşler yayımlanmaya ve paylaşılmaya değer görüldüğünden, doğruluğu gerektiği gibi kanıtlanmamış, fazlasıyla abartılı kavram ve görüşlerle doludur” diye ekliyor.



Ayrıca bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.