DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü?

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü?

Uzun yaşamak yada yaşlanmayı önlemek şu anda en çok araştırılan konuların başında gelmekte. Yazımızda bilim dünyasının yaşlanmayı önlemek ile ilgili neler yaptığı hakkında neler yaptıklarından bahsedeceğiz. Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Yaşlanmayı önlemek mümkün olsa etik olacak mı? Yaşlanmayı sınırlandırabilir miyiz? sorularına uzmanlardan topladığımız bilgilerle cevaplamaya çalışacağız.


Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü?

Sonsuz yaşam, binlerce yıl hayatta kalmak, bilim insanlarının en çok kafa yorduğu konulardan biri. Aklımıza hemen Tom Hanks’in “Yeşil Yol” filmi geliyor. Uzun yaşarken, sevdiğiniz herkesin ölümünü yaşamak. Tabi burada kişi bazlı değil, tüm insanlığın sorunu olan yaşlanma problemini gidermeye çalışılması. Acaba bilim insanları yaşlanma süresini durdurabilir mi?

Biraz geçmişe doğru gidelim. 1800’lü yıllarda ortalama yaş 40 ile 50 yaş arasında değişirdi. Hastalıklar özellikle bu yaşı aşağı çeken sorunların başında geliyordu. Bugün ise ortalama yaş dünya genelinde 70 ile 80 yaşına doğru ilerliyor. Demek oluyor ki bilim ve teknoloji geliştikçe yaşam uzuyor. son yapılan bilimsel çalışmalar insan ömrünün uzayacağına dair somut kanıtlar, yeni umutlar getiriyor. Ama ya bu gerçekten olursa, toplumda ne gibi neticeler doğurur?

Dünya nüfusunun artması demek, doğal su kaynaklardan tutun, gıda üretimine kadar her şey, hatta daha da katı sonuçları beraberinde getirebilir. Hatırlarsanız Çin’de 1970’li yıllarda hızlı nüfus artması sonucu tek çocuk doğurma izni verilmişti. Gerçi nüfusun yaşlanma durumu olduğu için bunu ikiye çıkardılar.

Ortalama yaşam ömrünün artması, genelde nüfusun artacağı yönde olacağı düşünülür. Fakat durumun bunla alakası yoktur. Nüfus artışını belirleyen faktör, doğum oranıdır. Bu yüzden uzun yaşam nüfus artışında belirleyen bir faktör değil.

Uzun yaşam üzerine bilim insanları deneylerini genelde deney hayvanları üzerinden yapıyor. Bazen yapılan araştırmalar, hiç beklenmedik sonuçlar doğuruyor. Mesela Metformin adındaki diyabet ilacını, diyabet hastası fareler üzerinde kullanılıyor. Fakat bu ilacı kullanan diyabetli fareler, diyabet olmayan ve hatta hiç ilaç kullanmayan farelerden bile uzun yaşadıkları gözlemlendi.

Bazı deneylerde de bazı ilaçların bunu tam tersi yaptığı da gözlemlendi.

Bilim insanları şimdiye kadar gördükleri hesaplamalara göre, ne kadar teknoloji ilerlese de insan vücudunun bir miadı olduğudur. 1615 yılında Andreas Libavius adında bir araştırıcı, yeni kan ile eski kanı değiştirerek, insan ömrü uzar diyordu. 2005 yılında fareler üzerinde yapılan testlerde bu fikrin olumlu olduğu görüldü. David Rockefeller dünyanın en büyük zenginlerinden biriydi. 200 yaşına kadar yaşamayı hedefliyordu. Bunu gençlerden alınan kanı, kendi bedenindeki kan ile değiştirerek yapacağını düşünüyordu. Fakat 101 yaşında öldü. Çünkü bedeni bunu kaldıramamıştı. Bilim insanları bunun sebebinin ise kan nakli ile oluşan akciğer hasarı, kalp yetmezliği ve enfeksiyonlardan olabileceği görüşünde.

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | Özellikle kadınlarda yaşlılık izlerini ortadan kaldırmak için ciddi paralar harcamakta

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | Özellikle kadınlar yaşlılık izlerini ortadan kaldırmak için ciddi paralar harcamakta

İngiltere’deki Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi Moleküler Genetik Bölümü’nden Peter de Keizer, onarımı mümkün olmayan zararlı yaşlı hücreleri alarak yaşlanmanın ertelenebileceğini söylüyor. Bu teoriyi yapmış olduğu bir deney sonucunda olduğu görülüyor. Deney farelerinde bölünemeyecek durumda olan yaşlı hücreleri Foxo4-DRI adında bir bileşimi enjekte ederek alınıyor ve yaşam ömrünün uzadığı gözlemleniyor. Bu farelerin 30 aylığı, metabolik yaşa göre insanların 100 yaşına denk geldiği, verilen ilacın etkili olduğu söyleniyor.

İnsan yaşamını uzatmaya çalışan en büyük şirketlerden biri Google’ın grup şirketlerinden biri olan Alphabet’e bağlı çalışan Calico araştırma. Biyolojik yaşam sürecini, ileri teknolojilerle ilerletme için uzun süredir yatırım yapıyor.

Bakmadan GeçmeDünyanın en uzun ömürlü insanları hangi ülkelerde yaşıyor?

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | Yaşlıların artması nüfus oranının artışına etki etmez

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | Yaşlıların artması nüfus oranının artışına etki etmez


İnsan yaşı her yüzyılda 2,5 yıl uzuyor!

1997 yılında 122 yaşında ölen Fransız Jeanne Calment gibi hemen hemen aynı yaşlara gelebilen elle sayılabilecek kadar az insan var. Teknoloji ile bilim paralel ilerlemesine rağmen halen bu rekoru kıracak yeni yaşlı bulunamadı.

Ne olursa olsun insanın bir biyolojik yaşı var. Sanki genetik kodlarda gizlenmiş bir zaman dilimi. Bir üretici tarafından üretilen malın son kullanma tarihi gibi bir şey. Yada kullandığınız her elektronik ürünün ortalama 7 ile 10 seneye kadar yaşam ömrü var. Fakat kullanımı ne kadar az ve ne kadar düzenli olursa ömrü bazen 10 ile 15 seneye kadar uzayabilir. İnsan da buna benzer bir şekilde kodlandığı düşünülüyor. Kaliteli beslenme, sağlıklı yaşam ve düzenli hayat ömrü zaten bir şekilde uzatmakta ana faktörlerden bir kaçı. ( “Her canlı ölümü tadacaktır”)

100 yaşını geçenlerin sayısının artması da buna bağlı. Mesela şehirden uzak yaşam süren, köylerde yaşayan insanların yaşları uzundur. 1797 yılında Alman doktor Huseland, “Yaşam Süresini Uzatma Sanatı” adındaki kitabında, bol sebzeli ve meyveli, az şeker, az un, az et, az tuz, bolca hareket, dişlere iyi bakmak, haftada en az bir kere sabunlu ve ılık suyla yıkanmak, günde en az 6 en çok 8 saat uyku, bol oksijenli yaşamın ömrü uzatacağını yazıyor. Fakat bir şartı daha var anne yada babanın uzun ömürlü olması gerekiyor. Huseland kendisi çok uzun yaşamasa da, bu şekilde 200 sene yaşanılabilir olacağını söylemişti.

18. asırda yaşamış bir hayalperest mi Huseland? Bunun cevabını Almanya’nın Rostock kentindeki Demografik Araştırmalar Enstitüsü’nden James Vaupel veriyor. James Vaupel’a göre 1950 yıllardan önce ömür uzamasının nedeni bebek ölümlerindeki azalmalar olduğunu, sonrasında 60 yaşlara ve 80 li yaşlara kadar ulaştığını söylüyor. Hesaplamalara göre 2050 yılına kadar 100 yaşını geçen insan sayısında onlarca kat ciddi artışlar görülecek. Tıp alanında gelişmeler, sağlıklı yaşam, kamu desteği, eğitimin artması, iyi evlerde yaşanması gibi daha bir çok faktör bu artışın nedeni olabilir.

James Vaupel, bunun olması için tabi ki daha çok para ve kaliteli ilaçlar almaktan geçeceğini söylüyor.

1930’lu yıllarda yapılan araştırmalarda düşük kalorili beslenenlerin daha uzun yaşadıkları ile ilgiliydi. Önce farelerde denendi. Düşük kalorili beslenen fareler, tıka basa yiyen farelere göre daha uzun yaşıyordu. Alyanaklı (rhesus)  türü maymunlara da aynı test yapıldı. Sonuç aynı çıkmıştı. Bu sonuç yıllardır referans olarak gösteriliyordu. Ama 20 yıldır bunun üzerinde çalışma yapan ABD Yaşlanma Enstitüsü, bunun yanlış olduğunu gösterdi. Kalori sınırlaması yapılan maymunlarda yaşlanma sonucu gelişen hastalıklara daha genç yakalanmışlardı ama yaşam ömürleri uzamamıştı. Araştırmayı yapan ekip, düşük kalorili diyetin yararlı olduğunu ama genetik, beslenme ve çevre faktörü uzun yaşamı etkileyen karmaşık faktörler olduğunu açıkladı.

Uzun yaşam ile ilgili en büyük tahmini yapan Profesör Aubrey De Grey’e göre ise insan 1000 yaşına kadara yaşayabileceği. Bu fikri şu ana kadar benimseyen başka bir bilim insanı çıkmadı.

Yaşlılıkta başa gelebilecek en sorunlu hastalıklar kanser, kalp hastalığı, demans (bunama) gibi rahatsızlıklardır. Eğer bu hastalıklara çare bulunursa otomatik olarak yaşam ömrü uzayacak. Modern Tıp şu anda yaşlılığın en zor süreci olan fiziksel yönünün yanında ruhsal ve nörolojik olarak beynin yaşlanmasını önlemenin yollarını arıyor.

Bunun yanında insan vücudunu dondurarak saklanma gibi bir çok yollara da başvuruluyor. Örneğin kanserli bir hasta maddi durumu da iyiyse biyolojik ölümü sonrası dondurularak hastalığın çaresi bulunduğunda tekrar canlandırılıp, tedavi olacağı ile ilgili çalışmalarda yapılıyor.

Okumadan GeçmeÖldükten sonra kendi rızası ile dondurulan insanların amacı ne?

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | Yaşlı yüzlerin bir anda genç bir yüze çevirme reklamlarına aldanmamak gerekir

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | Yaşlı yüzlerin bir anda genç bir yüze çevirme reklamlarına aldanmamak gerekir


Yaşlanmayı önlemek mümkün olsa etik olacak mı?

Dünyada zaten çocuk doğurma oranları giderek düşmekte. Artık Avrupa’da anne olma yaşı neredeyse 31 yaşına doğru ilerliyor. Eski zamanlardaki gibi doğum ölümlerinin azalması, sağlık ve eğitim konusunda gelişmek, çocuk ölümlerini de neredeyse durduruyor. Fakat artık Avrupa’da doğum oranları neredeyse ölüm oranları ile aynı seviyeye inmekte.

Türkiye’de en az 3 çocuk söyleminin nedeni, biri Anne yerine biri Baba yerine diğeri de nüfus artışı için altın sayaç. Yaş ilerledikçe yumurta ve spermlerin kalitesi düştüğünden, tek çocuğu olan aileler belki ikincisini düşünürken, üçüncü hayal bile olmaktadır. Ekonomik nedenler ailelerin en çok tedirgin olduğu konulardan biridir.

Eğer doğum oranları, dünya nüfusunun sorunu olsa, Afrika’da yaşanan çocuk ölümlerine bir çare bulurlar öyle değil mi? Sorun yaşlanmak, ömrü çok uzatmak…

Peki yaşlılık daha da uzarsa ne olacak?

Yaşlanma süreci uzatılacak ve tedavi yolu açıldı denilecek olursa bu süreç gerçekten maddi yönden yüksek olacak. Toplumda zengin olanlar uzun süre yaşamak için tedavi olacak. Zaten dünyanın eşitsizliğine bir eşitsizlik daha da eklenecek. Afrika’da doğan bir çocuk ile, Londra’da doğan bir çocuğun arasındaki fark ne ise, yaşlılarda da durum böyle olacak.

Bunun herkese adil olarak yapıldığını düşünelim. O zaman da yaşı nüfus oranında ciddi artışlar yaşanacak. Yaşlı bir nüfus ise ancak Robot teknolojilerinin çoğalması ile yaşanılabilir bir dünya olacağı düşünülüyor.

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | 2050 yıllarına gelindiğinde 100 yaşını geçen insanları yakınınızda görürseniz şaşırmayın

Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor? | 2050 yıllarına gelindiğinde 100 yaşını geçen insanları yakınınızda görürseniz şaşırmayın


Ayrıca Bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.