DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

UFO yeni adıyla Tanımlanamayan Hava Fenomeni

UFO yeni adıyla Tanımlanamayan Hava Fenomeni

Unidentified Flying Object kısa adıyla UFO yeni adıyla “Tanımlanamayan Hava Fenomeni” tekrar bilimin gündemine girdi. UFO nedir? UAP nedir? UFO gerçek mi? Uzaylılar var mı? Bilim UFO hakkında ne diyor? Neden bilim UFO olayını inceleyecek? cevapları için okumaya devam ediniz.


UFO yeni adıyla Tanımlanamayan Hava Fenomeni

UFO aslında bilimsel olarak bir açıklaması yok ama öyle bir hava yaratılarak, dünya dışı gizemli nesneleri temsil etmekte. Yani kısaca uzaylılar var ve onların dünyayı ziyaret ederken kullandıkları uzay araçlarına deniyor. Türkçe’de UFO deyince akla Uçan daire kavramı akla gelir. Bilimsel olarak kabul edilmese de Ufo işlerinin uğraşının Ufoloji adında bir dalları var. Hatta UFO ile ilgili iddiaları inceleyen kişilere de Ufolog deniyor.

1950 yılından önce izlensede, bu yıldan sonra özellikle ABD’de UFO (Tanımlanamayan hava fenomeni) gözlem raporları artmaya başlamış, binlerce video kaydı ile UFO iddiası kayda geçmiştir. UFO’lar, başlangıçta sızdırılan ve daha sonra ABD Donanması tarafından onaylanan ve  nihayet Pentagon tarafından resmi olarak yayınlanmasıyla, bilimin gündemine geri döndü.

Göklerimizde “tanımlanamayan hava olaylarını” (UAP) gösterdiği iddia edilen videolar hakkında çok yorum var: doğası hakkındaki spekülasyonlar, kuşlar veya balonlar gibi sıradan nesnelerden uzaydan gelen ziyaretçilere kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor iddialar. Tabii konuya dini yaklaşan ve bunların kesin uzay dışı yaşam tarafından dünyamızı ziyaret ettiğine inanan UFO’cular da var.


Bilim UFO hakkında ne diyor?

Bilim de konuya yeniden geri döndü ve UFO olayına baştan savma olarak bakmak yerine, ciddi araştırılıp ne olduklarının tanımlanması gerektiği konusunda orta görüşler var.

Kısaca UFO olarak bildiğimiz tanımlanamayan uçan nesneler, insanların her zaman ilgisini çekse de kimileri tarafından sahte/yalancı/sözde bilim konusu olarak dışlanmış ve üzerinde gerektiği kadar durulmamıştır.

Oysa ünlü astronom Carl Sagan, 50 yıl önce bilim insanlarına UFO’lara hak ettikleri ilgiyi göstermeleri çağrısında bulunmuştu.

Eskiden UFO (Unidenfied Flying Objects) olarak bildiğimiz tanımlanamayan uçan nesneler artık UAP (Unidenfied Aerial Phenomena Tanımlanamayan Hava Fenomeni) olarak isimlendiriliyor. Bunların ne olduğu ile ilgili bugün her kafadan farklı sesler çıkıyor; kuş gibi uçan bir canlı, casus uydusu, özel bir balon olduğu iddialarına karşın, bunların acaba uzaylılara ait hava taşıtları olabilir mi tezi de tartışılıyor.

UFO Tanımlanması imkansız değil, ancak zor

UFO denilen bu fenomen grubun gerçekten ne olduğunu anlamak imkansız olmamakla birlikte çok zor. Zor olmasının nedeni, bunların görüntülerinin kaydedilmiş olması olayı çözmüyor. Nesnenin görülmesinden önce ve sonra meteorolojik koşulların tespit edilmesi, aynı anda başkaları tarafından da aynı görüntülerin kaydedilmiş olması, nesnelerin görüldüğü anda o çevrede uçuş yapan pilotların ifadelerinin de değerlenlendirilmesi gerekiyor.

Ve ne yazık ki bu tip veriler çoğunlukla söz konusu olmuyor. Kısaca bu nesnelerin ne olduğu ile ilgili bir yorumda bulunmak için tutarlı, anlamlı açıklamalar gerekiyor. İşte bu aşamada disiplinlerarası bilimsel araştırmalar gerekli.

50 yıllık önceki öneri

UAP’ların bilimsel olarak araştırılması önerisi yeni değil. 1960’lardan bu yana bilim insanları bu konuya ilgi göstermeye başladı. Sonucunda Amerikan Hava Kuvvetleri Colorado Üniversitesi’nde bir grubu finanse ederek 1966-1969 arasındaki UAP’ların incelenmesini sağladı. Edward Condon liderliğindeki bu ekibin hazırladığı rapor Condon Raporu olarak biliniyor.

Condon Raporu içeriğini özetle söylersek, bu konuda ileri bilimsel araştırmaların yapılmasına gerek görmüyordu. Gerçi bu sonuç bazı bilim insanlarını ve kamuoyunu tatmin etmedi. 1969 yılında ABD’nin saygın bilim kurumu AAAS’ın (American Association for the Advancement of Science) sponsorluğunda bu konuda bir tartışma daha başlatıldı.

Tartışmaya Cornell Üniversitesi’nden astronomi profesörü Carl Sagan, Ohio State Üniversitesi’nden astronomi profesörü J. Allen Hynek,  Amerikan Bilimler Akademisi’nden meteorolog James McDonald, Robert Hall ve Robert Baker isimli bilim insanları katıldı.

Tartışmada Sagan’ın şu öngörüsü çoğunluk tarafından kabul edildi: “UAP’ların dünyadışı varlıklar olduğu varsayımı pek olası görünmüyor, ancak UAP’lar bilimsel araştırmalara konu edilmeyi hak ediyor.”


Bilim niçin UAP’larla ilgilenmeli?

Astronomlar, meteorologlar, gezegen bilimciler bu olaylarla niçin ilgilenmeli? Bu konuyu yalnızca görüntü analizcilerine ve radar gözlem uzmanlarına bırakmak daha daha doğru olmaz mı?

Bilim insanları artık böyle düşünmüyor. Bir konuda bilimsel bir açıklama isteniyorsa disiplinlerarası bir yaklaşımla bu sorun çözülmeli diyenler çoğunlukta. Ayrıca UAP’lar yalnızca tek bir ülkenin değil, gezegenimizin çözmeye çalıştığı bir olgu. Dünya genelinde çok sayıda bilim insanı bu konuda kafa yoruyor.

Peki, nasıl bir yaklaşım benimsenmeli?

Bu fenomeni anaakım bilimin ilgi alanına dahil etmek için öncelikle sistematik bir araştırma yürütmek gerekir. UAP konusunu çözmeye çalışanların önerileri şöyle.

  1. UAP’ların inandırıcılığını artırmak için öncelikle veri birikimine öncelik tanımak gerek. Çok sayıda bağımsız araştırma grubu bu konuda ciddi bilimsel analizler yapmalı. Kısaca gerçek bir bilim insanı derinlemesine incelenmemiş hiçbir olguyu bilim-dışı ilan etmez.
  2. Katı bir agnostisizm (bilinmezcilik) benimsenmelidir. Bu son derece akılcı bir yaklaşımdır. UAP’lar açıklanması gereken şaşırtıcı gözlemleri temsil eder. Bu da tüm bilimsel keşiflerde geçerli bir ilkedir. Kaldi ki UAP’ların bilim dünyasında ciddiye alınmamasının en önemli nedeni ne zaman ve nerede tekrar ortaya çıkacağının bilinememesidir.
    Öte yandan sistematik verilerin toplanmamış olduğu bir alanda herhangi bir örüntüden söz etmek mümkün değildir. Astronomide gama-ışını patlamaları, süpernovalar ve kütleçekimsel dalgalar benzer şekilde öngörülemez. Yine de bu olgular yıldızların evriminde doğal birer olgu olarak kabul ediliyor. Bilim insanları bu olguları gözlemleyen insanların ifadelerine ve tanıklıklarına değer vermekle sanılanın üzerinde veri toplayabilirler.
  3. Astronomlar ellerindeki cihazlar ve araçlar yardımıyla topladıkları verileri paylaşabiliyorlar. Benzer şekilde radarlar, termal ve görsel kayıt cihazları gibi UAP’ları da gözlemleyecek araçları da var.
    Bilim insanlarının tümü UAP araştırmalarına katılmak zorunda değil. Ancak bu konuyu ciddiye alan bilim insanları disiplinlerarası ekipler kurarak bilimsel araştırmalara katkı sağlayabilirler. 1969 yılındaki tartışmayı Sagan bilim tarihine geçecek şu cümlesiyle ile kapatmıştı: “Bilim insanları özellikle açık fikirli olmak zorunda. Bu, bilimin can damarlarından biridir.”

Ayrıca bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.