Teknoloji hafızayı zayıflatır mı yoksa güçlendirir mi?
Teknoloji artık hayatımızın neredeyse her yerinde. İşlerimizi kolaylaştırıyor ama diğer taraftan tembelleştiriyor. Artık sesle komut vererek bile sipariş kapınızda. Artık çok fazla kafa yormuyoruz ve belleğimizi de meşgul etmiyoruz. Bu iyi mi kötü mü? Bilim insanları Teknoloji hafızayı zayıflatır mı? sorusunun cevabı için araştırma yaptı.
Teknoloji hafızayı zayıflatır mı yoksa belleğimizi güçlendirir mi?
Bir gün telefonunuz bozuldu ve yolda kaldınız. Ezberinizde yakın birinin telefon numarası var mı? Dilerseniz test edin.
Siz en son ne zaman bir sorunun yanıtını bulmak için hemen internete koşmak yerine, düşünüp kafa yordunuz?
Bir zamanlar belleğinizde tutmaya çalıştığınız telefon numaraları, dost ve yakınlarınızın yaş günleri gibi bilgiler, şimdilerde elinizden eksik etmediğiniz akıllı telefonlarınızın belleğine kaydedilmiş durumda.
Artık bilim insanları belleğimizin bu durumdan ötürü zarar görüp görmediğini merak etmeye başladı.
Princeton Üniversitesi’nden Diana Tamir ve arkadaşları insanları gezilere gönderdiklerinde, kendilerinden resim çekmeleri istenen kişilerin sonradan geziyle ilgili birtakım ayrıntıları anımsama konusunda gerçekte daha başarısız olduklarını gördüler.
Diana Tamir’e göre, iletişim araçları yoluyla bir deneyimin basılı kopyasını oluşturmak, kafamızdaki kopyanın netliğini azaltmaktan başka bir işe yaramıyor.
Yol bulmak için uydu seyir sistemlerine bel bağlayanların da bulundukları yeri kestirebilme konusunda, haritalardan yararlananlara kıyasla, çok daha başarısız oldukları görülüyor.
Londra University College uzmanlarından Sam Gilbert, “Araştırmalar teknolojinin belleğimizi değiştirmekte olduğuna işaret ediyor. Giderek içeriğin kendisinden çok, o içeriğe nasıl ulaşacağımızı anımsama gereğini duyuyoruz” diyor.
Görünüşe bakılırsa, bilişsel yükün boşaltılması beynin insanların yeni bilgileri daha kolay ezberlemelerine olanak tanıyan önemli kaynaklarına yer açıyordu.
Gel gelelim, aygıtlara fazlasıyla bel bağlamak insan belleğinin gerçekte ne denli güçlü olduğunun
değerini yeterince kavramamızı önleyebilir.
İnsanlar sürekli olarak neyin bellekte saklanmaya değer olduğu konusunda düşünüp karar veriyorlar. Ertesi gün neleri anımsamaları ve neleri not etmeleri gerektiğine karar veriyorlar.
Bireyin kendi belleğinin kapsamı, süreçleri ve doğası konusunda sahip olduğu bilgiye meta-bellek adı veriliyor ve teknoloji görünürde meta-belleğe zarar veriyor.
Sam Gilbert, “Dış kaynaklara erişebildiğiniz sürece ilk bakışta göze çarpmayan bu tür yanılmalar insana pek bir şey ifade etmeyebilir. Ancak bu kaynaklardan yoksun kaldığınızda, örneğin bir sınavda, acil bir durumda, ya da teknolojik bir felaket durumunda-onlarsız ne denli yoğun bir çaba harcamanız gerektiğinin ayırdına varabilirsiniz.Belleğinizin gerçekte ne denli güçlü olduğu konusunda kesin bir görüşe sahip olmak, en az güçlü bir belleğe sahip olmak denli önemlidir” diyor.
Görünüşe bakılırsa, teknolojinin hafızaya etkisi konusunda diyebileceğimiz şey, teknoloji şimdilik kişinin bellek gücünü olumsuz yönde etkilemekten çok, düzenleyici ve iyileştirici bir etki yaratıyor.
Ancak Londra Üniversitesi Bellek ve Hukuk Merkezi’nin Başkanı Martin Conway, kişiyle araçlar arasındaki arayüzün gelecekte daha da iç içe geçmesi durumunda beynin şimdiden öngörülmesi olanaksız biçimlerde uyum sağlamaya başlayacağına inanıyor.