DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Otizm nedir? Otizm neden olur? Otizm hastaları iyileşebilir mi?

Otizm nedir? Otizm neden olur? Otizm hastaları iyileşebilir mi?

Nesneleri üst üste koyan yada sıralı yapmaya çalışmak otizmin belirtisi olduğu söylenmekte. Özellikle 3 yaşından önce başlayan Otizm hakkında neler biliyorsunuz? Otistik spektrum bozukluğu kısaca otizm denen hastalık hakkında sizlere geniş bir yazı hazırladık. Otizm nedir? Otizmin ilk belirtileri nelerdir? Otizm nasıl anlaşılır? Otizmin nedeni konusunda neredeyiz? Otizmde erken tanı neden bu kadar önemli? Otizmde iyileşme olur mu? sorularının uzmanlardan aldığımız bilgilerle anlatmaya çalışacağız.


Otizm nedir? Otizm neden olur? Otizm hastaları iyileşebilir mi?

Otizm hastalarını çevremizde devamlı görürüz. Sosyal olarak içe kapanık olan bu hastalar aslında çekingenlik nedenli değil, etrafındaki insanların farkında bile olmadıklarından kaynaklanır. Tanınmış otistik Temple Grandin, kendini “Mars gezegeninde bir antropolog” olarak tarif ediyor.

Otizm bebekleri genelde etrafı pek süzmez ve tepkileri az olur. Diğer bebeklerden daha az güler ve göz teması azdır. İletişimi genelde kendisine uzatılan eli tutarak yapmaya çalışır. Ancak göz teması yaptığı kişilerle bağ kurabilirler. Fakat bu anlatılanlar zeka gelişimi fazla olan otistik çocuklarda olmayabilir.

Otizmli çocuklar genelde bilinenlerin aksine yalnız kalmayı istemezler. Eğer arkadaşlarını kendince beğeni kategorisine koyarsa onunla devamlı kalır. Yani arkadaş sayısına değil aksine kalitesine bakar.

Otizm hastaları hakkında bir çok yanlışlar da bulunmakta. Bu yazımızda geniş şekilde Otizm’den bahsedeceğiz.


Otizm nedir?

Otizm, üç yaş öncesi başlayan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışların nedeni olan ve beyin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.

Genetik olduğu söylenen, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan (OSB) biraz farklıdır. Bazılarına göre otizmin nedeni olarak bebeklikte yapılan aşıların olduğu söylense de bilimsel bir kanıt yoktur.

Genelde 2 yaşına gelen bebeklerde ebeveyn tarafından fark edilen Otizm, erken davranışsal ya da kavrayışsal müdahaleler ile kendisine bakabilir akabinde sosyal ve iletişimsel yetiler kazanmasına da yardımcı olabilir. Otizm tanılı çocuklar, erişkin dönemlerine geldiklerinde bir kısmının kendi başına yaşayabildikleri bile görülmektedir.

Otizm nedir? Otizm neden olur? Otizm hastaları iyileşebilir mi? | Düzenli bir sırada oyuncak dizen yada kule yapan çocuklarda otizm belirtisine işaret olabilir

Otizm nedir? Otizm neden olur? Otizm hastaları iyileşebilir mi? | Düzenli bir sırada oyuncak dizen yada kule yapan çocuklarda otizm belirtisine işaret olabilir


Otizmin belirtileri nelerdir? Otizm nasıl anlaşılır?

Otizm ilk belirtilerini bebeklik ya da çocukluk döneminde gösterir.

Otizm, yaygın sosyal etkileşim ve iletişim anormallikleri, aşırı kısıtlanmış ilgiler ve oldukça fazla tekrar eden davranışlarla tanımlanan 5 farklı yaygın gelişimsel bozukluğu (YGB) içinde sayılabilir.

Yaygın gelişimsel bozukluk (YGB) içinde Otizme benzeyen Asperger sendromu ve Rett sendromu bulunmaktadır. Nedenleri farklı olsa da belirtileri hemen hemen aynıdır denebilir.

Otizm, Asperger sendromu ve YGB-BTA genellikle otistik spektrum bozuklukları (OSB) ya da bazen otistik bozukluklar, olarak adlandırılabilirken otizm sıklıkla otistik bozukluk, çocukluk otizmi, erken infantil otizmi ya da bebeklik otizmi olarak adlandırılır.

Otizm, sosyal etkileşimde ve iletişimde problemler ile tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık nörogelişimsel bir durum. Aslında bir yelpaze bozukluğu, yani içinde çok farklı şiddet ve bulguları olan birçok klinik tabloyu içeriyor.

Erkek çocuklarda kızlara oranla 4 kat daha sık görülmekte. Otizm sıklığı ile ilgili veriler giderek artış olduğunu gösteriyor.

Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi’nin (CDC) verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde Otizm görülürken 2014 yılında verilen son bilgiye göre de, her 68 çocuktan 1’i Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı almakta. Bu artışta otizmin tanılama sisteminde artık daha geniş bir spektrum olarak ele alınması ve uzmanlar tarafından konulan tanının artması ile de ilişkili görünüyor.

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzmanı Dr. Tuba Mutluer Otizm hakkında sık sorulan cevapları yanıtlıyor.


Otizmin nedeni konusunda neredeyiz?

Günümüzde genetik yapıyı çok daha detaylı olarak inceleyebildiğimiz teknolojiye sahibiz. Otizmde ve birçok psikiyatrik hastalıkta tekrar edilebilen tutarlı genetik bulgularımız mevcut.

Otizmin bu güne kadar bilinen genetik nedenleri mikroskobik olarak görülebilen kromozom anomalileri, mikroskobik olarak görülemeyen silinme ve tekrarlamalar ve otizm ile ilişkili bulunan tek genlerden oluşmakta. Son yıllarda tüm genom dizileme (WGS) ve genom boyu ilişkilendirme (GWAS) çalışmaları otizmin genetik nedenlerinin belirlenmesinde büyük ilerlemelere neden oldu.

Tüm bu bulgulara göre otizmde kalıtılabilirlik oranları %60-90. Genetik olarak yatkınlık olan kişilerde henüz anne karnında eklenmeye başlayan çevresel faktörler ile gen-çevre etkileşimi sonucu otizmin oluştuğu bilinmekte. Bu çevresel nedenler arasında bilimsel olarak kanıtlanmış olan ve ön plana çıkanlar; ileri anne ve baba yaşı, anne karnında geçirilen bazı enfeksiyonlar ve annenin bu enfeksiyonlara verdiği hücresel savunma yanıtı.

Son yıllarda tartışma konusu olan aşılar ve otizm konusunda ise aralarında hiçbir ilişki olmadığı gösterildi, bu yöndeki tüm hipotezler çürütüldü, yayınlar geri çekildi. Sonuç olarak genetik ve çevresel etmenler ile erken dönemde beyinde oluşan sinir hücresi bağlantılarının gelişimindeki bozukluğun otizme neden olduğu biliniyor.


Erken Otizm tanısı neden bu kadar önemli?

Otizmin tanısı, klinik değerlendirme ile davranışsal özelliklere dayalı olarak Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzmanlarınca konulmakta. Erken tanı hayat kurtarıcı bir öneme sahip. Tedavi çocuğun mümkün olan en kısa sürede uygun ve kanıta dayalı eğitsel programlara yönlendirilmesi.

Otizmli çocukların ihtiyaçları birbirlerinden farklı olduğu için, verilen tedavi ve eğitim çocuğa özgü hazırlanmakta. Erken dönemde beyin gelişiminin değişebilir olduğu, kullanım durumuna göre dallanma ve budanmanın gerçekleştiği bilinmekte.

Yapılan bilimsel çalışmalarda erken dönemdeki davranışçı uygun müdahalelerin beynin yapısı, işlevi ve fonksiyonunu değiştirdiği ve geliştirdiği gösterildi.


Otizm tedavisi ile iyileşme olur mu?

Otizm son on yıl öncesine kadar çocukluktan yetişkinliğe, yaşam boyu süren bir durum olarak tanımlanmaktaydı. Ancak son yıllarda erken tanı ve etkin müdahale ile otizm tanısından çıkan olgular tanımlandı ve bu durumun yıllarca korunduğunu gösteren bilimsel çalışmalar yayınlandı.

İlk tanı yaşının erken olması, uygun eğitsel müdahalenin erken dönemde başlatılması, çocuğun bilişsel düzeyinin,
dil gelişiminin iyi olması ve belirti şiddetinin hafif olmasının otizmde olumlu gidişi öngören faktörler arasında.

Ülkemizde güncel olarak yaptığımız bir izlem çalışmasında (Motavalli ve ark 2017) da otizm tanısından çıkan bu çocukların uzun süreli izlem sonrasında otizm tanısını almadığı ancak Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Özgül Fobi gibi diğer psikiyatrik hastalıkların bu grupta oldukça sık olarak görüldüğünü bulduk.

Yani otizmde iyileşme erken tanı, uygun eğitsel müdahale ile mümkün görünüyor, ancak bu grup diğer psikiyatrik hastalıklar açısından riskli ve düzenli takip edilmeli.

Gelecek çalışmalarda erken belirtilerin öncülü olabilecek biyolojik belirteçlerin bulunması (otizmde farklı olan görsel takip ve sınırlı ilgi alanları gibi), çok erken dönemde başlayan detaylı izlem çalışmaları otizmde iyileşme sürecine ışık tutacak gibi görünüyor.

Bu yolda teorik bilgimiz, klinik gözlemler ve gelişen teknoloji ile iş birliğinin önemi oldukça büyük görünüyor.

Disiplinler arası çalışmaların artması, bilim ve teknolojinin ışığının nice bilinmezliklere ışık tutması dileğiyle…



Ayrıca Bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.