DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

What is the difference on time and in time? | On time ve in time arasındaki fark nedir?

What is the difference on time and in time? | On time ve in time arasındaki fark nedir?
A+
A-

The expressions both “on time” and “in time” are similar but they are difference as meaning. Now let’s learn the difference in meaning. 


What is the difference on time and in time?

“On time” means at the particular point at which it was expected. That is happening at the planned time. ( Turkish: Tam zamanında , ucu ucuna olan zamanda kullanılır.)

  • The teacher want to start the lesson on time. She said that please don’t be late. (Öğretmen derse zamanında başlamak istiyor. Lütfen geç kalmayın dedi.)
  • The film started on time. (Film zamanında başladı.)
  • I nearly forgot that it was my girlfriend’s birthday. Fortunately I remembered on time. (Neredeyse kız arkadaşımın doğum günü olduğunu unutuyordum. Neyse ki zamanında hatırladım.)
  • I nearly missed my flight this morning. I got to the airport just on time. (Bu sabah neredeyse uçağımı kaçırıyordum. Tam zamanında havaalanına vardım.)
  • The train service is not very good. The trains are rarely on time. (Tren servisi çok iyi değil. Trenler nadiren zamanında gelir.)
  • The film was supposed to start at 9:00, but it didn’t begin on time. (Filmin 9:00’da başlaması gerekiyordu ama zamanında başlamadı.)

“In time” means earyly enough . (Turkish: Yeterli zaman olduğu zaman yani geniş zaman varsa in time kullanılır)

  • We got home in time to see the football match. (Futbol maçını izlemek için eve zamanında geldik.)
  • Why are you never in time? You always keep everybody waiting. (Neden asla zamanında değilsin? Her zaman herkesi bekletiyorsun.)
  • The bus was late this morning, but it is usually in time. (Otobüs bu sabah geç kaldı, ama genellikle vaktindedir.)
  • We arrived at the stadium in time. (We arrived there before the game) (Stadyuma zamanında vardık. (Oraya maçtan önce geldik)
  • They arrived in time to get some drinks before the film started. (Film başlamadan önce bir şeyler içmek için zamanında geldiler.)
  • Will you be work in time for lunch? (Öğle yemeğine zamanında çalışacak mısın?)
  • I often use the structure in time to do something. (Bir şeyler yapmak için zaman içinde yapıyı sıklıkla kullanırım.)


Ayrıca bakınız

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.