DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

İnsan uygarlığı 2050 yılında çökecek!

İnsan uygarlığı 2050 yılında çökecek!
A+
A-

Dikkat ettiyseniz haberlerde dünyanın her yerinde meydana gelen doğal afetler, kazalar, savaşlar ve bunun sonucunda kaybolan hayatlar… Dünyada yaşam süresi giderek azalıyor. Bilimsel araştırmalar İnsan uygarlığı 2050 yılında çökecek! diyor. Kıyamet senaryosu değil. Nasıl mı?


Dünyanın sonuna doğru | İnsan uygarlığı 2050 yılında çökecek!

Küresel ısınma giderek etkisini göstermeye başlıyor. İçme sularının tükenmesi yada suyun tükenmesi, tarımsal üretim alanlarının giderek yok olması, iklim değişikliği ile bozulan yaşam alanları insanları toplu yaşama merkezlerine itiyor. Bunun böyle olmasının sebebi ise insan!

Bu durum böyle giderse insanoğlunun dünyaya verdiği bu denli zasuyun tüarın ileri senelerde daha da zor yılların sinyalini veriyor. Bilim insanları bu gidişi simüle ediyor.

Avustralya’da bir düşünce kuruluşunun hazırladığı rapor, insan eliyle yaratılan küresel ısınmanın, uygarlığı, bugüne kadar
iklim modellerinde belirtilenden çok daha önce çökerteceğini ileri sürdü. Dünya Çevre Günü’nde tam bir şok felaket öngörüsü!

Birleşmiş Milletler Örgütü 1972’de Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran tarihinin “Dünya Çevre Günü” olmasını oy birliği ile kabul etti. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek üzere dünya genelinde çeşitli etkinlikler yapılıyor. İşte bu yıl karşımıza çıkan karanlık tablo:

  • Bilim adamları, her 24 saatte 150 ile 200 arası türün yok olduğunu tahmin ediyor
  • Geçmişten günümüze türlerin yok olduğu devirler oldu, ancak geçmiş 65 milyon yıldaki en hıiçme suyununsuyun zlı tür yokoluş yaşanıyor.
  • İklim değişikliği biyolojik çeşitliliğe karşı en ciddi tehdit.
  • Sıcaklıklardaki 1.5 ile 2.5 derece arasındaki artış bitki ve hayvan türlerinin yaklaşık %20-30’unu yok edecek.
  • Dünya nüfusunun yaklaşık %60’ı için gerekli olan ilaçlar bitkilerden elde ediliyor.
  • Bugünkü tüketim ve üretim modelleri aynı kaldığı taktirde nüfus 2050’de 9 milyar 600 milyona ulaşacak ve bugünkü yaşam tarzımızı sürdürmek için üç gezegene ihtiyacımız olacak.
  • Bir nokta çok açık. “Yeni dünya düzeni yeryüzünü ölüme mahkum etmiştir” (Peter F Drucker)

Tehlike sanıldığından yakın

İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınmanın yaklaşık bir milyondan fazla hayvan türünün yok olmasına yol açtığını biliyoruz.

Avustralya’da Breakthrough isimli bir düşünce kuruluşunun yayımladığı rapora göre, iklim değişikliğinin yarattığı tehlike sanıldığından çok daha ciddi.

Rapor, iklim değişikliğinin insan uygarlığı için yakın-orta-vadede tehdit oluşturduğunu öne sürüyor. Bu görüşe göre toplum gelecek yıllarda ciddi ve acil önlemler alınmadığı takdirde 2050 gibi yakın bir tarihte çökecek.

İklim bilimcileri ve fosil yakıt uzmanları tarafından kaleme alınan raporun ileri sürdüğü temel iddia, iklim bilimcilerin bugüne dek öngörülerinde yeterince gerçekçi davranmadıkları tezine dayanıyor.

Raporu hazırlayanlar halihazırdaki iklim krizinin çok daha büyük ve daha karmaşık olduğunu belirtiyor. Yazarlara göre Birleşmiş Milletler’in 2018 yılındaki Hükümerler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) için kullandığı iklim modelleri, dünyanın birbiriyle iç içe geçmiş jeolojik süreçlerinin karmaşık yapısını yansıtmak çok uzak.


Dünya nasıl sona erecek? Nasıl dünyanın sonu olabilir?

Raporda belirtilen kötümser senaryo hükümetlerin, bilim adamlarının uyarılarını “nazikçe göz ardı etmeleri” ile başlıyor. Bunun sonucunda 2050 yılında sıcaklık arışı 3 dereceyi bulacak.

Bu noktada dünyanın buzulları yok olacak, Amazon Yağmur Ormanları’ndaki ağaçlar aşırı kuraklıktan ölecek ve gezegen daha sıcak, daha ölümcül koşulların giderek arttığı bir geri besleme döngüsüne girecek.

Yazarlar, dünyadaki karaların %35’inin ve küresel nüfusun %55’inin yılda en az 20 gün ölümcül iklim koşullarına maruz kalacağına işaret ediyor. Bu da hayatta kalmayı olnaksız hale getiren bir eşiğin aşılması demek.

Bu aşırı iklim olaylarından en fazla etkilenen bölgeler tropik bölgeler olacak. Tarımın yapılamaması, yaklaşık bir milyar insanın göç etmesine yol açacak.

Bu göç dalgaları, var olan koşulların azalttığı su ve yiyecek kaynaklarının paylaşımında ciddi çatışmaların çıkmasına, bazı ülkelerin yıkılmasına ve hatta nükleer savaşların çıkmasına yol açabilecek. Bunun sonucunda bildiğimiz insan uygarlığı çökecek.

Okumayı unutmayınGöçler küresel eşitsizliği nasıl dengeler? Göç alan ülkeler büyür mü?


Çöküş önlenebilir mi? Önlemlerle yaşamın sonu engellenebilir mi?

Bunun tek çaresi rapora göre insanların tümünün durumun vehametini ve aciliyetini kavraması ve vakit kaybetmeden harekete geçmesi. Yazarlar insan ırkının önünde sıfır-karbon-emisyon sisteminin geçerli olduğu bir ekonomiye geçmeleri için en fazla 10 yıl olduğunu işaret ediyor.

Ne var ki raporun aşırı karamsar olduğunu düşünenler de var. Örneğin Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden Michael Mann:Yazarların iyi niyetine inanıyorum ama abartı, retorik, desteksiz kıyamet senaryolarına gerek yok. Bunlar iklim eylemlerini etkisizleştirici bir özellik de taşıyor.”

Raporun yazarlarından David Prattise abartıdan çok uzağız diyor: “Çok sayıda sinyal bizim söylediklerimizi doğruluyor. Emisyonları hemen azaltmalıyız. Ama şu anda yükselmeye devam ediyor. Gelecek yıl Birleşmiş Milletler’ın iklim zirvesinde somut adımların atılmasını sağlamalıyız.

İsveç’te okul kırma gibi eylemlerle bir anda çevre savaşçısı olarak isim yapan 16 yaşındaki Greta Thunberg kaygılarını dile getirmek için adeta çırpınıyor. Davos’ta dünya liderlerine ve zengin iş insanlarına hitaben yaptığı konuşmada özetle sunları söylemişti: “Sizin umutlu olmanızı filan istemiyorum ben. Paniğe kapılmanızı istiyorum. Her gün duyduğum korkuyu duymanızı istiyorum. Ve ondan sonra da harekete geçmenizi istiyorum.”



Ayrıca bakınız


Kaynaklar

YORUMLAR

  1. çağın dedi ki:

    dünyamızı korursak son olmaz