Cevdet Sunay Kimdir? Cevdet Sunay’ın Biyografisi ve Siyasi Hayatı
Türkiye tarihinde 13 kez Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin beşinci cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay aynı zamanda Türkiye’nin 12. Genelkurmay Başkanı olma şerefine de erişmiştir. Bu yazımızda Cevdet Sunay Kimdir? Türkiye Cumhuriyeti’nin beşinci cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay nerelidir? Cevdet Sunay’ın siyasi hayatı nasıl ilerlemiştir? Cevdet Sunay’ın askeri kariyeri nasıl gelişmiştir? sorularının cevaplarını bulabilirsiniz.
Cevdet Sunay Kimdir? Biyografisi ve Siyasi Hayatı
Türkiye’nin Erzurumlu ünlüler ve Türkiye’nin Genelkurmay Başkanları listesinde olan, siyasi tarihin bir başka asker kökenli cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay’ı bu yazımızla daha yakından tanıyacaksınız.
Cevdet Sunay; 1899 yılında ve Erzurum ilinde doğmuştur.
Cevdet Sunay, ilk ve orta öğrenimini Erzurum, Edirne ve Kerkük illerinde tamamlamıştır. Ardından İstanbul’da bulunan Kuleli Askeri Lisesi’ne geçiş yapmıştır. Cemal Gürsel’in rahatsızlığı süresince yeni Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı merak konusu olmuştur. Tam da bu sırada Türk Silahlı Kuvvetleri siyasi partilere (hem hükümet hem de muhalefete) kendi adaylarının Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay’ın olduğunu yazılı olarak bildirmiştir.
Türkiye’nin Beşinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın Askeri ve Siyasi Hayatı
Adalet Partisi, darbecilerin içinde yer almayan ancak daha sonra onları destekleyen Sunay önerisini doğal karşılarken, Cumhuriyet Halk Partisi Cevdet Sunay’ı kendilerinden biri olarak görmüştür. Ancak yeni anayasaya göre, Sunay’ın Cumhuriyet Senatosu’nda Kontenjan senatörü olması gerektiğinden kendisine bu hakkın tanınması gerekmekteydi.
Bu nedenle Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa edip Senatör Pr. Ragıp Üner’in yerine kontenjan senatörü olarak atanmıştır. Böylece 28 Mart 1966’da TBMM’de yapılacak seçimde aday olmasının önü açılmış ve 461 oyla beşinci Cumhurbaşkanı seçilmiştir (Meclise katılan vekil sayısı 532’dir.). Cevdet Sunay, Atatürk, İnönü ve Gürsel gibi asker kökenli Cumhurbaşkanlarından birisi olmuştur.
Cevdet Sunay’ın Askeri Hayatı ve Yaptığı Görevler
Cumhurbaşkanlığından önce Sunay’ın hayatına göz attığımızda askeri lisede başlayan subaylık kariyeri I. Dünya Savaşı’nda Filistin’de, Kurtuluş Savaşı’nda Güney ve Batı cephelerinde görev almasıyla devam etmiştir. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Harp Akademisi eğitimlerini alan Sunay, ilerleyen yıllarda çeşitli rütbeler almış ve nihayetinde önce Genelkurmay II. Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve 27 Mayıs 1960 askeri darbe akabinde 2 Ağustos 1960’ta Genelkurmay Başkanı olmuştur. Bu dönemin itidalle geçilmesinde büyük rol oynamıştır.
Cevdet Sunay 1917 yılında, ki bu sıralar I. Dünya Savaşı devam etmekteydi. Subay adayı olmak için Eğitim kampına katılmıştır. Yine 1917 senesi içerisinde Kafkas cephesinde de görev yapmıştır. Ancak Mısır’da 1918 yılına kadar İngilizlere esir düşmüştür. Bu esaretten kurtulur kurtulmaz, direkt olarak Kurtuluş Savaşı’na katılarak, batı ve güney cephelerinde görev almıştır. Cevdet Sunay; 1927 yılında Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1930 yılında da Harp Akademisi’ni bitirdi. Cevdet Sunay; 1949 senesinden sonra general olarak görev yapmaya başlamıştır. Bütün bu süreçlerin sonunda da Cevdet Sunay; 1960 yılında Genelkurmay Başkanlığı’nda göreve getirilmiştir.
Türkiye’nin beşinci Cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay; 1966 yılında emekliye ayrılmıştır. Cevdet Sunay, emekliliğinin hemen ardından, Cumhuriyet Senatosu içerisinde kontenjan üyeliğine getirildi. Cevdet Sunay, Türkiye’nin dördüncü Cumhurbaşkanı olan Cemal Gürsel’in rahatsızlığı sebebiyle cumhurbaşkanlığı görevinin sona ermesinin ardından 28 Mart 1966 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi oyları ile Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı seçilerek görevine başlamıştır.
Cevdet Sunay, tam olarak yedi yıl gibi bir süre ile görevini sürdürmüştür. Hemen sonrasında yani 1973 yılında cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılmıştır. 1980 yılında yapılmış olan askeri müdahale ile birlikte, anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu üyesi olmuştur.
Türkiye’nin Beşinci Cumhurbaşkanı Olan Cevdet Sunay’ın Dönemindeki Sorunlar Nelerdir?
Cumhurbaşkanlığı süresince artan gerilimlerde partiler arası ilişkileri denge politikası yürüterek koruyan Sunay, zaman zaman yasaların uygulanması ve yorumlanması konusunda ise eleştirilere maruz kalmıştır. Sunay dönemindeki bazı siyasi gelişmelere değinecek olursak bunlardan en önemlisi belki de Türkiye’deki sol hareketliliğin artması olmuştur. 1960’lı yılların ikinci yarısında dünyada yükselmeye başlayan anti – kapitalist devrimci söylem, Türkiye’de de karşılık bulmuştur. Sol akım gerek işçi sınıf arasında gerekse üniversite öğrencileri arasında yaygınlaşmıştır (1965 Seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nin 15 vekille meclise girmesi).
Bu dönemin önemli figürlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan ve Mahir Çayan gibi sol görüşlü öğrenciler çeşitli faaliyetlerde bulunmuş ancak yaptıkları faaliyetler nedeniyle Mahir Çayan öldürülmüş, Üç Fidan olarak adlandırılan Deniz, Yusuf, Hüseyin ise Cevdet Sunay’ın onayıyla idama mahkum edilmiş ve 6 Mayıs 1972 günü idam edilmiştir. Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay dönemindeki diğer siyasi gelişmeler ise Demokrat Parti mahkumlarının (başta üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar olmak üzere) affı, İnönü’nün irticai faaliyetlerinin arttığına dair söylemleri, Cumhuriyet Halk Partisi içindeki ‘ortanın solu’ tartışmalarının ortaya çıkması ve Bülent Ecevit’in Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olması (1972), Milli Nizam Partisinin Kurulması, Genelkurmay Başkanı Cemal Tural’ın Askeri Şura’ya alınarak yerine Memduh Tağmaç’ın getirilmesi ve 12 Mart 1971 Askeri Muhtırası gibi olaylardır.
Ayrıca bu dönem 1960’ların başında başlayan ve gerilimin giderek tırmandığı Kıbrıs adasında birtakım olaylara da sahne olmuştur. 1970’lerin başlarında ise sağ – sol cenahlar arasında artan gerilim ülkenin kutuplaşmasına ve çatışma ortamlarının oluşmasına neden olmuş bu da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde adeta gelenekselleşecek olan askeri darbe / muhtıraların ikincisi olan 12 Mart 1971 Muhtırası’nın yayınlanmasına ve askerin siyasete müdahalesi bir kez daha meydana gelmiştir. Bunun karşısında Cevdet Sunay ordudan yana bir tutum benimsemiştir.
Türkiye’nin Beşinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay‘ın Ölümü
Artan buhran dönemi ve askeri müdahale sonrası görev süresi 28 Mart 1973 yılında bitmiştir. Cevdet Sunay; 22 Mayıs 1982 tarihinde beyin kanaması sonucunda vefat etmiştir.
Türkiye’nin Beşinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay‘ın Bilinmeyen Yönleri Nelerdir?
Cevdet Sunay; 1969 yılında İran ülkesini ziyaret etmiştir. Bunun üzerine İran şahı Rıza Pehlevi, Cevdet Sunay onuruna bir öğle yemeği düzenlemiştir. Ve orada Türkleri öven bir konuşma yapmıştır. O konuşmalardan bir kısmını bu yazımız içerisine dahil etmek istedik;
“Türkiye’nin kuruluş yılları için laiklik belki gerekliydi, ancak artık bu ülkeyi aynı şekilde devam ettirmenizin gerekliliğine inanmamaktayız. Buna nazaran laikliğin, tüm islam alemine de zarar verdiğini görmekteyiz. Biz ülkemizde bu işi din adamlarını paraya boğarak çözdük. Sizin de Türkiye’yi laiklik denilen bu yaşam biçiminden kurtarmanızı rica ediyorum.”
Bu konuşmasıyla İran şahı olan Rıza Pehlevi, resmen ve alenen Türkiye’nin iç işlerine karışmaktaydı. O dönemde Dışişleri Bakanı olan İhsan Sabri Çağlayangil, Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Fahri Alaçam ve Beşinci Cumhurbaşkanı’nın Genel Sekreteri (konuşmayı nakleden…) şaşırtan bu konuşmaya Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay şöyle cevap vermiştir:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki laiklik kavramı ne islama ne de Türklere zarar vermemektedir. Laiklik ilkesi, kesinlikle din karşıtı bir ilke değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesinden vazgeçmesi asla mümkün değildir. Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Türk ordusu da tüm gücü ile arkamızdadır. Ben de sizin samimiyetinize güvenerek bir tavsiyede bulunacağım; gördüğüm kadarı ile İran ordusu size bağlıdır. Eğer yarın size bir şey olursa bu ordu ertesi gün dağılır. Konuşmasına devam eden Cevdet Sunay son olarak; size vereceğim tek tavsiye, elinizde bulunan bu orduyu biran önce milletin ordusu haline getirmeniz en doğrusu olacaktır.”
Bu ziyaretin on yıl kadar ardından Rıza Pehlevi, İran’ı terk etmek zorunda kaldı. Dolayısıyla ordusu da dağıldı. İran Şahı olan Rıza Pehlevi’nin paraya boğduğu din adamları, yönetimi ele geçirerek orduyu da Humeyni’nin ordusu yapmışlardır.