DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yolsuzluk neden bulaşıcıdır? Yolsuzluğun nedenleri ve mücadele yolları

Yolsuzluk neden bulaşıcıdır? Yolsuzluğun nedenleri ve mücadele yolları

İnsanlardaki ahlaki çöküşün kökenine inmeye çalışan bilim insanları, laboratuvar ortamında yürüttükleri bir çalışma ile ahlaki değerlerin göz ardı edildiği ülke vatandaşlarının giderek dürüstlükten taviz verdiklerini ve bundan da rahatsızlık duymadıklarını ortaya çıkarttı. Kısaca bir ülkede yukarıdan aşağıya doğru inen ahlaki çürüme, zaman içinde ülkenin tamamına yayılıyor. Yolsuzluk bir virüs mü? Yolsuzluk neden bulaşıcıdır? Yolsuzluk neden olur? Yolsuzluğun ölçüsü nedir? Yolsuzlukla mücadele nasıl yapılır? Nasıl engellenir veya azaltılır? Toplumda ahlaki çöküntü nasıl anlaşılır? yolsuzluğun etkileri toplumda nasıl hissedilir? sorularının cevabını yazımızda bulabilirsiniz.


Yolsuzluk neden bulaşıcıdır? Yolsuzluk neden olur? Yolsuzlukla mücadele yolları

Elma sepetindeki tek bir çürümüş elma, sepetin içindeki tüm elmaların çürümesine yol açabilir. Peki, ama ya sepet çürükse? Bilim insanları “üzüm üzüme baka baka kararır” söyleminde de dile getirilen bu kolektif çürüme varsayımını laboratuvar ortamında araştırdı. Hedef, ahlaki kurallara ters davranışlarda bulunan bir kişinin akranlarında da benzer davranışların görülüp görülmediğini saptamaktı.

Araştırmanın en zor kısmı, bu bozulmanın toplumsal düzeyde nasıl bir karşılık bulduğunu ortaya çıkartmaktı.

Nature dergisinin Mart 2016 sayısında yayımlanan bir makalede Yale Üniversitesi’nden davranışsal ekonomist Jonathan Schulz ve Nottingham Üniversitesi’nden Simon Gachterişte tam bu konuyu incelediler.

Araştırmanın sonucunda ortaya çıkan tablo ne yazık ki umut verici değildi: Yolsuzluklar ülke refahına zarar vermesinin yanı sıra, vatandaşlarının ahlaki değerlerinde de erozyonlara yol açabiliyor. Ahlaki değerlerin düşmesi toplum refahı ile aynı orantıda olduğu söylenebilir.


Yolsuzluğun ölçüsü nedir?

Ünlülerin sahtekârlık yaptığı, siyasilerin seçimlere hile karıştırdığı, iş adamlarının nepotizme öncelik verdiği koşullarda sıradan vatandaşların kendi çıkarlarını kollamak için yasaları çiğnemesinden daha doğal ne olabilir?

Bilim insanları bir ülkedeki yolsuzluğun düzeyini belirlemek için sıkça kullanılan üç ölçü birimini birleştirdiler. Bunlar siyasi sahtekârlık, vergi kaçırma ve ülke adaletine yakalanmadan yasaları çiğneme sıklığını belirleyen ölçümlerdi.

Daha sonra iki bilim insanı 23 ülkeden 2.568 katılımcıyla laboratuvar ortamında bir deney gerçekleştirdi. Katılımcılardan istenen şuydu: Bir zarı iki kez atacaklar ve ilk atıştaki sonucu bildireceklerdi. Kendilerine zar sayısı ile doğru orantılı bir miktar para ödeneceği, ancak 6 geldiğinde hiçbir şey ödenmeyeceği belirtildi.

Zarlarda ne geldiğini kimse görmediği için katılımcılar sonuç ile ilgili diledikleri gibi yalan söyleme özgürlüğüne sahiptiler.
İstatistiksel korelasyonlara göre yalancılık düzeyini saptamak mümkündü; eğer herkes zar konusunda dürüst olsaydı ortalama bildirim 2,5 olurdu.

Tam tersi, herkes yalan söyleseydi bildirimlerin ortalaması 5 olurdu.

Yasa ihlallerinin sıklıkla görüldüğü ülkelerden Gürcistan, Tanzanya, Guatemala ve Kenya’nın da aralarında bulunduğu ülkelerden gelen katılımcılar, yasa ihlallerinin seyrek görüldüğü ülkelerden Avusturya, İngiltere, Hollanda, İsveç ve Almanya gibi ülkelerden gelen katılımcılara oranla daha yüksek rakamlar bildirdiler.

Başka bir deyişle yolsuzluk bir ülkede ne kadar yüksekse, o ülkenin insanları zarların üzerindeki rakamları da o denli şişiriyordu.

Ülkelerin yolsuzluk değerleri 2003 yılına ait verilerden yararlanarak hesaplanmış ve deneyler 2011 ve 2014 yılları arasında yürütülmüştü. Katılımcıların ortalama yaşı 21’di. Bu yaş, yasa ihlallerinden bireysel olarak etkilenmek için çok erken, ancak sosyal normlardan etkilenmek için yeterliydi. Bu da ulusal yozlaşma düzeyinin katılımcıların dürüstlüğünü etkilediği anlamına geliyordu.

Neyse ki sahtekârlığın bir sınırı var

Araştırmanın ortaya çıkardığı tek olumlu sonuç şuydu: Bir insan yolsuzluğun en fazla olduğu ülkeden gelse bile, sahtekârlığının da bir sınırı vardı. Araştırmacılar bu sonuca nasıl vardılar? Bir kere deneye katılanlar doğrudan yalan söyleyeceklerine, zarı ilk attıklarında gelen sayıyı değil, iki atıştaki en yüksek sayıyı bildirmeyi tercih ediyorlardı.

Schulz, “Dünya genelinde insanlar oldukça dürüsttür; sahtekârlık düzeyleri ‘makul’ bir ölçüyü aşmaz. Makul sahtekârlık derecesi, insanların geldikleri ülkenin yolsuzluk düzeyine göre hafif farklılıklar gösterebiliyor. Başka bir deyişle bozuk düzen insanları yüzsüz/arsız bir yalancı haline getirmez, yalnızca gerçekleri ‘çarpıtmalarına’ yol açar” diyor.

Klasik ekonomi kuramı, insanların kazançlarını en yüksek düzeye çıkartma eğiliminde olduğunu söyler. Ne var ki araştırma sonuçları bu kuramı bir bakıma yalanlıyor; insanların doğrudan yalan söylemeye yanaşmaması, davranışlarının altında başka kuramların da geçerli olduğunu gösteriyor.

Örneğin insanlar psikolojik olarak kendilerini dürüst görme eğilimindendir. Schulz bu durumu şöyle açıklıyor: “İçinizde bir biri ile çatışan güçler vardır; mali çıkarları kollama dürtüsü ile psikolojik dürtüler insanların kendilerini dürüst biri olarak görme konusunda çatışırlar. Sonunda birbirlerini dengelerler. Eğer çevrenizdeki ahlaki bozulma çok fazlaysa, sahtekârlığa boğazınıza kadar batmış olsanız dahi kendinizle ilgili olumlu bir imaja sahip olabilirsiniz.”

Hedef kurumlar değil, gençler olmalı!

Araştırmalar yolsuzluğun yüksek düzeylerde seyrettiği ülkelerin düzelmesinin çok zor olabileceğini gösteriyor. Çünkü o ülkelerin vatandaşları sahtekârlığa izin veren normlar tarafından şekillendirilmişlerdir.

Yine de bu tablo, olumlu ve pratik bir çözüme de kapı aralıyor. Schulz bu çözümü şöyle açıklıyor: “Yolsuzluğu yok etmek için kurumları hedef alacağınıza genç insanlara odaklanın. Resmi kurumları değiştirmek çok zor olabilir, fakat kurumları insanlar ayakta tutar. Bu nedenle genç insanları değiştirmeye çalışmak daha akıllıcadır. Bu çözüm uzun zaman alabilir ancak denemeye değer.”

Rüşvet toplumun temelini çürütür

Rüşvet toplumun temelini çürütür


Yolsuzluğun 6 temel nedeni!

Uluslararası Şeffalık Derneği her yıl Yolsuzluk Algı Endeksi yayımlar. Bazı ülkelerde yalnızca algı değil, gerçek yolsuzluk vakalarında da artış görülür. Toplumsal ahlaksızlığa çare bulabilmenin ilk adımı, bu gidişata nelerin yol açtığını bulmaktır.

İnsanların yolsuzluğa bulaşmalarının nedeni ahlaksızlığa öykünme arzusu değildir; aksine tek seçeneklerinin yolsuzluk olmasıdır. Nedenler her ülkeye göre değişir.

Örneğin Kuzey Kore’deki yolsuzluğun nedenleri, Kenya’dakilerden farklıdır. Ancak bazı nedenler ortaktır. Şimdi bunları tek tek inceleyelim.


1. Yoksulluk

Yoksulluk yalnızca yolsuzluğu tetiklemez, fakat yozlaşmış kamu kurumları yoksulluğu artırır. Yoksullar çaresizlikten yasaları ihlal etmek zorunda kalabilir. Fakat uzun vadede bu durumdan en karlı çıkanlar yine iktidar sahipleridir.

Yolsuzluğun en yüksek değerlerde seyrettiği ülkelerde en yoksul insanların yaşıyor olması veya savaş ve şiddet mağduru olmaları tesadüf değildir.

Afrikalıların % 80’i günde 2 dolar ile yaşamaya çalışıyor. Aç kalan insanların yasa dışı davranışlarda bulunması beklenir. Yolsuzluğun en düşük olduğu Kuzey Avrupa ülkeleri, dünyanın en zenginleri arasındadır.

Yoksulluğun mu yolsuzluğu, yoksa yolsuzluğun mu yoksulluğu doğurduğu kesin olarak bilinmiyor ama kesin olan bu ikisinin arasında yakın bir ilişkinin olmasıdır.


2. Cehalet ve yetersiz eğitim

Yoksulluk gibi yolsuzluğun en şiddeti seyrettiği ülkelerde okuryazarlık oranı da en düşük düzeydedir. Okuryazarlık yolsuzluğu çeşitli şekillerde engeller. Bir kere okuryazar vatandaşlar, yazılı ve dijital medyayı takip edebildikleri için kendi ülkelerindeki kamu kurumlarını ve siyasileri değerlendirme şansına sahiptirler. Yolsuzluk cehaletten beslenir.

İkincisi temel eğitime sahip vatandaşlar istikrarlı bir meslek edinme şansına sahiptir. Dolayısıyla çaresiz değildirler.

Cehaletin mi yolsuzluğu, yoksa yolsuzluğun mu cehaleti doğurduğu kesin olarak bilinmese de okuryazarlığın en düşük olduğu ülkelerde yolsuzluğun tavan yapması tesadüf olamaz.


3. İşsizlik

Eğitim ve okuryazarlığa benzer şekilde, işsiz olan vatandaşların yasa dışı eylemlere karışma olasılığı yüksektir. En yüksek işsizlik oranına sahip 10 ülkenin 6’sı Şeffaflık Derneği’nin endeksinde en alt % 50’nin içinde yer alıyor.


4. Açgözlülük

Açgözlülüğü derecelendirmek ne kadar zor olursa olsun, yolsuzluğun temel nedenlerinden bir olduğu biliniyor.

Yolsuzluk hiçbir zaman sona ermez, çünkü bir toplumun en zengin kesimi hiçbir zaman sahip olduklarıyla yetinmez; isteklerinin sonu gelmez.

Yolsuzluğun yüksek olduğu ülkelerde politika, açgözlü liderlerin pozisyonlarını kullanarak kamuya ait malları ele geçirmesinin en pratik yoludur.


5. Zayıf hükümetler

Yolsuzluğun yoğun olduğu ülkeler yolsuzluğu engelleme konusunda ya isteksizdir ya da beceriksizdir. Yolsuzlukla mücadele edecek tarafsız kurumları yoktur. Varsa bile bunlar da kısa süre içinde bozuk düzene uyum sağlarlar.

Bu kurumlar dürüst olsa bile çalışmaları yavaştır. Daha da kötüsü, liderler yolsuzlukla mücadele kurumlarında kendi yandaşlarını istihdam ederler.


6. Uyuşturucu kaçakçılığı

Uyuşturucu piyasaları yolsuzluğu tetikler. ABD gibi ülkelerde, ciddi etkileri olan uyuşturucular genellikle suçlu çocuklar tarafından kullanılır.

ABD’den gelen uyuşturucu talebi, Meksika ve Orta Amerika’daki kartellerin gelişip büyümesine yol açar. Ve ne yazık ki Meksika yönetimlerinin güçlü uyuşturucu kaçakçılarının taleplerine karşı koymakta başarılı oldukları söylenemez..


Yolsuzlukla mücadele nasıl yapılır? Nasıl engellenir veya azaltılır?

Yolsuzluğu bitirmenin yolları nedir? sorusuna cevap arıyorsak, Yolsuzluk şu önlemlerle azaltılabilir.

1. İstihdam yaratma

Hükümetler ve güçlü işverenler birlikte çalışarak geniş kitleler için iş olanakları yaratmaya çalışmalıdır. Teknolojik birikimleri yetersiz olan ülkeler diğer ülkeleri ve özel şirketleri davet ederek teknolojik altyapılarının kurulmasını sağlayabilirler. Bir kez yeterli teknoloji ve gerekli know-how oluşturulunca bilgi sahibi olan kitleler kendi işlerini kurup yeni iş alanları açabilirler.

2. Kamu görevlilerine tatminkâr bir ücret ödenmeli

Rüşvet almaya en uygun pozisyonlarda çalışan bürokratlara daha fazla ücret ödenmesi ters gelse bile güvenlik güçlerine ve alt kademe çalışanlarına tatminkâr bir ücret ödendiği zaman rüşvet alma ihtiyacı hissetmeyebilirler.

3. Denetleme

Elektronik monitörler, bilgisayar programları ve diğer teknolojiler kamu ve özel sektördeki yolsuzlukları kontrol edebilirler. Yolsuzluğun yüksek olduğu ülkelerde, yolsuzluklarla mücadele eden kurumlara güvenmektense bu teknolojilere güvenmek daha akıllıca olabilir. Bu teknolojiler gerekli noktalara gizlice yerleştirildiğinde rüşvet alışverişi engellenebilir.

4. Yolsuzluk karşıtı girişimler

Güçlü bir anti-yolsuzluk girişimi üzerinden başlatılan bir mücadele, uluslararası işbirliği ile desteklendiği takdirde başarılı olma şansı yükselir.

5. Kamu harcamalarında şeffaflık ve açıklık yaratmak

Hükümetler kamu kaynaklarını yönetirken vergi alırlar, sermaye piyasalarını denetlerler, dış yardımlardan yararlanırlar, bu kaynakların dağıtımında sağlam mekanizmalar oluştururlar. Bazı ülkeler bu süreci şeffaf bir şekilde yönetirler ve kaynakların kamu yararına harcandığını garantilemek için çaba harcarlar. Bu süreç ne kadar açık ve şeffaf yürütülürse hak ihlalleri o kadar az olur.

6. Özgür basın ve okuryazarlık

Özgür basın ve yüksek okuryazarlık oranı şeffaflığın sürdürülmesinde önemli bir rol oynar. Ayrıca güçlü sivil toplum örgütlerinin ve katılımcı bir kültürün varlığı yolsuzluğun panzehiridir.


Ayrıca Bakınız



Kaynaklar ve Dış Bağlantılar

  • https://www.scientificamerican.com/article/national-corruption-breeds-personal-dishonesty/
  • https://arstechnica.com/science/2016/03/countrywide-corruption-breeds-individual-dishonesty-economists-suggest/
  • http://blog.iese.edu/ethics/2014/11/06/corruption-10-possible-causes
  • http://blogs.worldbank.org/futuredevelopment/six-strategies-fight-corruption
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.