DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Süper mikroplar nedir? Süper mikrop türleri nelerdir?

Süper mikroplar nedir? Süper mikrop türleri nelerdir?

Gereksiz antibiyotik kullanımı, çok faydalı bir şeyin felakete dönüşebileceğini nasıl kanıtlıyor? Süper mikroplar nedir? Süper mikrop türleri nelerdir? sorularının cevabını okuduğunuzda, Hastane temizliği neden önemli? Hastanede tedavi amaçlı, ziyaretçi ve refakatçi olarak kalındığında nelere dikkat edeceğinizi de göreceksiniz.


Süper mikroplar nedir?

Antibiyotikler 20.yüzyılın mucize ilaçları. Seri üretimi yapılan ilk antibiyotik olan penisilin, II. Dünya Savaşı sırasında pek çok askerin hayatını kurtardı. 1940’lardan beri araştırmacılar, ortak kulak enfeksiyonundan egzotik tropik hastalıklara kadar her şeyi tedavi etmek için yeni ve daha güçlü antibiyotikler keşfetti.

Genç anne babalar hasta çocukları yüksek ateş, yeşil burun akıntısı ve halsizlik şikâyetiyle doktora götürünce bol sıvı tüketme ve istirahat etme gibi standart önerileri duymak istemiyorlar. Semptomları anında hafifletecek bir şey, yani antibiyotik istiyorlar. Ne yazık ki bazı doktorlarda hastaların gerçekten antibiyotiğe ihtiyacı olup olmadığına bakmadan reçeteye antibiyotik yazıp geçebiliyor.

Amerikan Hastalık Kontrol Merkezlerine (CDC) göre vakaların yaklaşık %50’sinde antibiyotikler yanlış veriliyor. Aslında bireysel düzeyde bakıldığında gereksiz yere antibiyotik kullanmanın bir zararı yok, ama antibiyotiklerin yaygın olarak hatalı kullanılması tüm toplum üzerindeyıkıcı etkilere sebep olabiliyor. İnsanlar ve yediğimiz hayvanlar ne kadar fazla antibiyotik alırsa bakteriler o kadar hızlı gelişir ve güçlenir.

Peki, önemli ölçüde evrim geçiren bakteriler üzerinde antibiyotiklerin işlevi kalmayınca ne olacak?

Antibiyotik direnci şu anda dünyanın en ciddi sağlık tehditlerinden biri. Geleneksel antibiyotik tedavisine bağışık olan patojenik bakterilerin yükselişine tanık oluyoruz. Bunlara “süper mikrop” deniyor. En iyi bilinenlerden biri, metisiline dirençli Staphylococcus aureus’un kısaltması olan MRSA.

İlaca dirençli bazı mikroplar gibi MRSA da sağlık çalışanlarının ve hastaların yıkanmamış ellerinden hızla hastanelere yayılabiliyor. Normal stafilokok enfeksiyonları zaten yeterince kötü: Vücuda girerse akciğerleri (pnömoni), kalbi (endokardit) ve hatta kan dolaşımını (bakteriyemi) hedefleyebiliyor. MRSA daha da kuvvetli bir stafilokok çünkü enfeksiyonu tedavi eden en etkili antibiyotiklere dirençli olacak şekilde evrim geçirmiş. Ayak bileğiniz burkuldu diye hastaneye gidip ilaca dirençli bir pnömoni vakasıyla hastaneden çıkmak istemezsiniz, değil mi?

Peki, S. aureus ve E. coli gibi yaygın bakteriler nasıl oluyor da iyileştirilebilir bir hastalıktan potansiyel bir pandemiye kadar bu kadar hızlı evrimleşiyor? Bu noktada Darwin’e dönüyoruz. Doğal seçilim yoluyla evrim için üç şey gerekir: üreme, çeşitlilik ve seçici baskı.

Bakteriler üremede usta. Doğru koşullarda bir bakteri kolonisinin büyüklüğü on dakikada ikiye katlanabiliyor. Bunu ikiye bölünme yoluyla yapıyorlar: Bakteri kendi DNA’sınm bir kopyasını oluşturuyor, sonra onu ikiye bölüyor. Bu kadar çok kopyalama ve bölünme olunca bazı hatalar (mutasyonlar) da kaçınılmaz oluyor. Bu genetik mutasyonlar, bakterilerin ifade edebileceği özelliklerin çeşitliliğini artırıyor. Çeşitlilik sadece yaşamın bir güzelliği değil, aynı zamanda evrimin motoru.

Doktor, S. aureus enfeksiyonunu tedavi etmek için antibiyotik verdiğinde bu bakteri kolonisine seçici bir baskı uygulamış oluyor. Faydalı özellikleri (örn. antibiyotikleri sistemlerinin dışına pompalama yeteneği) ifade eden bakteriler hayatta kalırken diğerleri ölüyor. Hayatta kalan bakteriler yeniden çoğalar koloniyi ele geçiriyor. Artık o koloniye aynı antibiyotik tekrar uygulandığında işe yaramıyor.


Süper mikrop türleri nelerdir?

Süper mikropların hepsi, normalde insan vücudunda veya üzerinde yaşayan, nispeten yaygın ve hatta zararsız bakterilerin mutant varyasyonları. Aşırı antibiyotik kullanımının körüklediği bu yeni mikroplar artık ölümcül bir potansiyele sahip.

Şimdi gelin bu öldürücü mikroplar olan  4 süper mikrobu tanıyalım.


1. Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA)

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) 1960 yılında keşfedildi. Yaygın görülen stafilokok enfeksiyonları genellikle standart antibiyotiklerle tedavi edilebilir ama MRSA, beta-Iaktam antibiyotik grubuna çok dirençli. Çoğu vaka, genelde yaralı bölgelerde irinli cilt enfeksiyonları olarak başlar. Hayati tehlike yaratan vakalarda kan enfeksiyonu, ameliyatlı bölge enfeksiyonları ve pnömoni görülebilir.

MRSA, bilinen en tehlikeli bakterilerden biri olan Staphylococcus aureus’un ilaca dirençli bir varyasyonu. Stafilokok enfeksiyonları, gıda zehirlenmesinden cilt lezyonlarına ve ölümcül olabilecek toksik şok sendromu vakalarına kadar birçok şekilde görülüyor. MRSA, mutasyona uğramış, yani onu antibiyotik saldırılarından koruyan genetik özellikler kazanmış bir stafilokok bakterisi.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) bakterisini yakından tanıyınca ne kadar akıllı olduğuna çok şaşıracaksınız. 5 özelliğini ele alalım.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) hücresel fonksiyonu

  1. Hücre duvarı. Bakterinin dış yüzeyi, organizmanın hasarlı doku yüzeylerine yapışmasını sağlayan adezin proteinleriyle kaplıdır.
  2. Kılık değiştirme. Bağışıklık sistemi stafilokok gibi patojenik bakterileri avlayan antikorlar üretir. Bakteriler, antikorları yüzeylerine bağlamak ve kendilerini gizlemek için Protein A adlı yüzey proteinini kullanır.
  3. Zehirli kokteyl. Hücre duvarının içinde enzimler, kan hücrelerine ve canlı dokulara zarar veren lösotoksinve ekzotoksinler üretir. Bunlar stafilokok enfeksiyonlarının belirtileri olan lezyonlan, çıbanlan ve açık yaraları üretir.
  4. Süper antijenler. En şiddetli stafilokok enfeksiyonlarına enterotoksinlerve hücre içi enzimlerin ürettiği toksik şok sendromu toksinleri neden olur. Bu “süper antijenler” bağışıklık sisteminin T hücrelerini kandırarak ölümcül olabilecek bir proteini büyük miktarlarda salgılamalarını sağlar.
  5. Nükleoit. Antibiyotikler nükleoit içindeki DNA kopyalamayı kontrol eden bir enzimi hedefleyerek stafilokok bakterilerine saldırır. MRSA bakterileri, mutasyona uğramış veya başka mikroorganizmalardan edindikleri genlere sahiptir. Bu onları belirli antibiyotiklere dirençli kılar.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA), metakilin, oksasilin, penisilin, amoksisilin’e karşı dirençliler.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) mikrobu için riskli ortamlar ise, ortak alanlar, hastaneler, soyunma odaları, kreşler, yurtlar, kışla ve hapishanelerdir.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) mikrobu nedenli ölüm sayısı, ABD’de 2017’de 19 bin 832, İngiltere ve Galler’de 2012’de 292 ölüm.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) tedavisinde, yaranın temizlenmesi ve boşaltılması, bakteri tipini belirlemek için test ve hedefli antibiyotik kullanımı yapılmaktadır.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) mikrobuna karşı alınacak önlemlerin başında, hastanede hastalarla ve açık yarası olan kişilerle cilt temasından kaçının ve ortak alanlardan çıkınca ellerinizi iyice yıkayın.

Bunu biliyor muydunuz?: 2009 yılında yapılan bir araştırma da her doktorun 8’inin 1’nde MRSA kolonileri bulundu.

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA)

Metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) hastası


2. Şiga toksini üreten Escherichia coli O104:H4

Escherichia coli O104:H4, 1990’ların başında keşfedildi. E. coli, hayvan dışkısı bulaşmış yiyecek veya su yoluyla insanlara bulaşır. Çoğu vaka antibiyotiklerle tedavi edilebilir ama ölümcül O104:H4, Ç0ğu antibiyotiğe dirençlidir. Hatta antibiyotik tedavisi; şiddetli ishal, böbrek hasarı ve kan pıhtıları gibi semptomları daha da kötüleştiren toksinlerin salınmasını tetikler.

Escherichia coli O104:H4, Beta-laktamlar (penisilinler), tetrasiklin ve sefalosporinler dahil sekiz antibiyotik sınıfına karşı dirençlidir.

Escherichia coli O104:H4 için riskli ortamların başında, yıkanmamış meyve ve sebzeler hastalığı taşımada en büyük riski oluşturuyor.

2011 Avrupa salgınında Escherichia coli O104:H4 yüzünden 53 ölüm gerçekleşti.

Escherichia coli O104:H4 tedavisi için, sıvı tüketimi, ağrı kesici kullanımı, böbrek yetmezliği ve kan pıhtılarına karşı yakın takip kullanılmaktadır.

Escherichia coli O104:H4 mikrobundan korunmak için, meyve ve sebzeleri iyice yıkayın ve tüm et ürünlerini iyice pişiriniz.


3. İlaca dirençli Clostridium difficile NAP l (C.diff)

C. diff, 2000’li yılların başında bulundu. C. diff’de hastanelerde yayılır ve birçok tedaviye dirençlidir. C. diff enfeksiyonuna çoğunlukla uzun süreli antibiyotik tedavisi neden olur. Antibiyotikler başka enfeksiyonları öldürürken C. diff zarar görmeden kalır, bağırsağı kolonize eder ve kolit, şiddetli ishal ve hatta kolonun delinmesine neden olan güçlü bir toksin salgılar.

C. diff mikrobu dirençlidir ve penisilin, klindamisin, sefalosporinve florokinolon tedavilerinden sonra ortaya çıkar.

En riskli ortam hastanelerdir. C. diff sporları tutundukları yüzeylerde aylarca yaşayabilir.

C. diff mikrobu örnek alınan kişilerde yapılan hesaplamalara göre 14 gün içinde %5 ölüm oranı olduğu görülmüştür.

Clostridium difficile NAP l (C.diff) hastaları için antibiyotik tedavisi bittikten sonra yok olabilir ama bazen metronidazol gibi daha güçlü bir antibiyotik gerekir.

C. diff’den korunmak istiyorsanız özellikle hastanede, hastane personeli size veya yemeğinize dokunmadan önce ellerini yıkamalı. C. diff en çok sağlık çalışanlarından hastalara bulaşan bir mikroptur.


4. Vankomisine dirençli Enterokoklar (VRE)

Enterokoklar (VRE) süper mikrobu, 1986 yılında bulundu. Enterokok bakterileri sağlıklı insan bağırsağında ve dişi genital sisteminde yaşar. Ancak kontrolden çıkarlarsa idrar yolu ve hatta kan enfeksiyonlarına yol açabilirler. En güçlü tetikleyici, vankomisin antibiyotik tedavisidir. Bu antibiyotik hem zararlı hem sağlıklı mikropları öldürürken Enterokoklar hayatta kalıp çoğalır.

Enterokoklar (VRE), Vankomisin’e karşı dirençlidir. Risk grubu ise, Uzun süre hastanede yatma, idrar sondası kullanımıdır.

Enterokoklar (VRE) sebepli ölüm oranlarına bakıldığında ,2017’de ABD’de 54 bin 500 hastaya bulaştığı ve 5 bin 400 kişinin ölümüne yol açtı.

Vankomisin’e karşı dirençli olan Enterokoklar (VRE) tedavisi için, onun dışında hangi antibiyotiklerin kullanılabileceğini laboratuvar testleri gösterir.

Enterokoklar (VRE) size bulaşmamasını istiyorsanız, daha iyi hastane temizliği, sınırlı antibiyotik kullanımı ve sık sonda değişimi gereklidir.



Ayrıca bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.